G E Ç M İ Ş E D Ö N Ü K
nisan 2013, japonya - tokyo.
give me love like never before
because lately I've been craving more
and it's been a while but i still feel the same
my my, my my oh give me love
Kulaklığın kulağına damlayan Ed Sheeran'ın havucumsu sesine dudak kıvrımlarıyla eşlik ediyordu. Gözleri ise basketbol topunu ahenkle elinde dans ettiren Makiro'daydı. Top elinden kayıp yerle her çarptığında Makiro'ın alnına düşen saçları da havayla çarpışıp ıslak şekilde alnına çarpıyordu. Akiko ise o saç telini bile izlemekten zevk alıyordu. Dudağını ısırdı ve içinde acı çekmek ile zevk arasında çarpan kalbini hissetmemeye çalıştı. Şarkı eşliğinde sırılsıklam aşık olduğu müthiş yakışıklı Makiro'ı izlemeyi seviyordu, ama illaki şarkı dinleyecekti. Ed kulaklarından akıp kulak zarında bağırdıkça Makiro'da çevik hareketleriyle potaya yaklaşıyordu. Ed'in "Love me!!" diye aşkla bağırması ve Makiro'ın topu güzel bir puan getirecek şekilde potaya sokması bir oldu. Kısa okul eteğini umursamadan hızla ayağa kalkıp bankın üzerinde tepinmeye başladı Akiko. "Mam ma mam maaaa!" diye de şarkıya sevinçle eşlik ediyordu. Bacağına şaplak yiyip kolundan sıkıca çekilmesiyle bakışlarını sinirle bankta dizlerinin üzerine çıkmış ve Akiko'ı yerine oturtmaya çalışan Reiko'dan bacağını çekti. Kulaklığını çıkarıp kızın kolunu morartacak şekilde sıkmasına devam etmemek için bankta tekrar oturur pozisyona geçti. Kolunu da daha geçen hafta saçlarını sarıya boyattığı en yakın arkadaşı Reiko'dan çekip ovalarken arkadaşının ince sesiyle "Salak! Herkes sana bakıyor, düzgün izlesene şu maçı. Senin yüzünden Kiyoshi'e rezil olacağım." diye çemkirmesini dinlemek zorunda kaldı. Diğer kulaklığını da çıkarırken etrafa bakınca önlerindeki bir kaç öğrencinin de kendisine şaşkınlıkla baktığını gördü. Özür diler gibi başını eğdi ve dudağını ısırdı. Beden eğitimi dersinde okulun basketbol takımının çalışmasını izlerken puan aldı diye bağıran ilk kızdı herhalde. Ama kimse bilmiyordu ki o aşkla Makiro'ı izlerken kendine sahip olamıyordu. Bakışlarını kaldırıp sahada Makiro'ı aradı ve bulduğunda.. Makiro kendisine bakıyordu. Hemde GÜLÜMSEYEREK!! Derin bir nefes çekerken istem dışı dudaklarına kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Makiro bir arkadaşının kendisine seslenmesiyle yüzünü çevirdi ve oyun tekrar başladı. Daha dudaklarından gülümseme silinmeden aklına zilyonca fikir üşüştü. Daha demin rezil olduğum için mi gülüyordu bana? Yoksa gerçekten içten bir şekilde mi gülümsedi? Arkamdaki birine gülümsüyordu da ben mi yanlış anladım?! Kucağındaki telefona ve kulaklığa dikkat ederek arkasına döndü, bir iki tane erkek öğrenci dışında kimse yoktu, zaten neredeyse oturma planının en arkalarına oturmuşlardı. Çünkü Reiko serseri sevgilisiyle eye-sex'ini ancak o şekilde gerçekleştirebilirmiş. Başını önüne döndürdü ve dudaklarını şişirdi. Şimdi aklında türlü düşünceler dolanırken -hele ki gülümsemesi gözünün önüne geldikçe- oyuna nasıl konsantre olacaktı.
Oyun bitmişti, daha doğrusu ders bitmişti. En acı durum ise ders Japon Tarihi olmasıydı ve Makiro ile aynı sınıfta olmayışıydı. Bir tek beden dersleri uyuşuyordu ve o zaman da Akiko mükemmel bir görsel şölen şimdi ise iskelet ve kadavra görüntüleri midesine kusma şölenini yaşatmak istiyorlardı. Reiko ile birlikte banklardan kalkarken ter içinde soyunma odasına koşan takımın arasından Makiro'ı aradı ama bulamadı. Reiko'ın koşarak banklar arasında yata gibi oturan -okuldan olmayan ve okula her zaman gizlice giren- sevgilisi Kiyoshi'nin yanına hoppidi hoppidi gitmesini izledi. Yine sınıfa tek başıma gitmenin zamanı diye düşündü ve gözlerini devirdi. Ayaklarını sürüye sürüye sınıfına doğru ilerledi. Elindeki telefondan Reiko'ın numarasına Sınıfta görüşürüz, seni bekleyemem. mesajını attı ve Makiro'ı düşünerek sınıfa ilerledi.
because lately I've been craving more
and it's been a while but i still feel the same
my my, my my oh give me love
Kulaklığın kulağına damlayan Ed Sheeran'ın havucumsu sesine dudak kıvrımlarıyla eşlik ediyordu. Gözleri ise basketbol topunu ahenkle elinde dans ettiren Makiro'daydı. Top elinden kayıp yerle her çarptığında Makiro'ın alnına düşen saçları da havayla çarpışıp ıslak şekilde alnına çarpıyordu. Akiko ise o saç telini bile izlemekten zevk alıyordu. Dudağını ısırdı ve içinde acı çekmek ile zevk arasında çarpan kalbini hissetmemeye çalıştı. Şarkı eşliğinde sırılsıklam aşık olduğu müthiş yakışıklı Makiro'ı izlemeyi seviyordu, ama illaki şarkı dinleyecekti. Ed kulaklarından akıp kulak zarında bağırdıkça Makiro'da çevik hareketleriyle potaya yaklaşıyordu. Ed'in "Love me!!" diye aşkla bağırması ve Makiro'ın topu güzel bir puan getirecek şekilde potaya sokması bir oldu. Kısa okul eteğini umursamadan hızla ayağa kalkıp bankın üzerinde tepinmeye başladı Akiko. "Mam ma mam maaaa!" diye de şarkıya sevinçle eşlik ediyordu. Bacağına şaplak yiyip kolundan sıkıca çekilmesiyle bakışlarını sinirle bankta dizlerinin üzerine çıkmış ve Akiko'ı yerine oturtmaya çalışan Reiko'dan bacağını çekti. Kulaklığını çıkarıp kızın kolunu morartacak şekilde sıkmasına devam etmemek için bankta tekrar oturur pozisyona geçti. Kolunu da daha geçen hafta saçlarını sarıya boyattığı en yakın arkadaşı Reiko'dan çekip ovalarken arkadaşının ince sesiyle "Salak! Herkes sana bakıyor, düzgün izlesene şu maçı. Senin yüzünden Kiyoshi'e rezil olacağım." diye çemkirmesini dinlemek zorunda kaldı. Diğer kulaklığını da çıkarırken etrafa bakınca önlerindeki bir kaç öğrencinin de kendisine şaşkınlıkla baktığını gördü. Özür diler gibi başını eğdi ve dudağını ısırdı. Beden eğitimi dersinde okulun basketbol takımının çalışmasını izlerken puan aldı diye bağıran ilk kızdı herhalde. Ama kimse bilmiyordu ki o aşkla Makiro'ı izlerken kendine sahip olamıyordu. Bakışlarını kaldırıp sahada Makiro'ı aradı ve bulduğunda.. Makiro kendisine bakıyordu. Hemde GÜLÜMSEYEREK!! Derin bir nefes çekerken istem dışı dudaklarına kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Makiro bir arkadaşının kendisine seslenmesiyle yüzünü çevirdi ve oyun tekrar başladı. Daha dudaklarından gülümseme silinmeden aklına zilyonca fikir üşüştü. Daha demin rezil olduğum için mi gülüyordu bana? Yoksa gerçekten içten bir şekilde mi gülümsedi? Arkamdaki birine gülümsüyordu da ben mi yanlış anladım?! Kucağındaki telefona ve kulaklığa dikkat ederek arkasına döndü, bir iki tane erkek öğrenci dışında kimse yoktu, zaten neredeyse oturma planının en arkalarına oturmuşlardı. Çünkü Reiko serseri sevgilisiyle eye-sex'ini ancak o şekilde gerçekleştirebilirmiş. Başını önüne döndürdü ve dudaklarını şişirdi. Şimdi aklında türlü düşünceler dolanırken -hele ki gülümsemesi gözünün önüne geldikçe- oyuna nasıl konsantre olacaktı.
Oyun bitmişti, daha doğrusu ders bitmişti. En acı durum ise ders Japon Tarihi olmasıydı ve Makiro ile aynı sınıfta olmayışıydı. Bir tek beden dersleri uyuşuyordu ve o zaman da Akiko mükemmel bir görsel şölen şimdi ise iskelet ve kadavra görüntüleri midesine kusma şölenini yaşatmak istiyorlardı. Reiko ile birlikte banklardan kalkarken ter içinde soyunma odasına koşan takımın arasından Makiro'ı aradı ama bulamadı. Reiko'ın koşarak banklar arasında yata gibi oturan -okuldan olmayan ve okula her zaman gizlice giren- sevgilisi Kiyoshi'nin yanına hoppidi hoppidi gitmesini izledi. Yine sınıfa tek başıma gitmenin zamanı diye düşündü ve gözlerini devirdi. Ayaklarını sürüye sürüye sınıfına doğru ilerledi. Elindeki telefondan Reiko'ın numarasına Sınıfta görüşürüz, seni bekleyemem. mesajını attı ve Makiro'ı düşünerek sınıfa ilerledi.
En son Ryo Akiko tarafından Ptsi Mayıs 20, 2013 2:43 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi