NOBLE BEAST

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Bittersweet Songs [Japonya]

    Ryo Akiko
    Ryo Akiko
    Halk
    Halk


    Mesaj Sayısı : 6
    Kayıt tarihi : 01/05/13

    Bittersweet Songs  [Japonya] Empty Bittersweet Songs [Japonya]

    Mesaj tarafından Ryo Akiko Paz Mayıs 19, 2013 3:50 am

    Bittersweet Songs  [Japonya] N8fcz


    G E Ç M İ Ş E D Ö N Ü K
    nisan 2013, japonya - tokyo.


    give me love like never before
    because lately I've been craving more
    and it's been a while but i still feel the same
    my my, my my oh give me love



    Kulaklığın kulağına damlayan Ed Sheeran'ın havucumsu sesine dudak kıvrımlarıyla eşlik ediyordu. Gözleri ise basketbol topunu ahenkle elinde dans ettiren Makiro'daydı. Top elinden kayıp yerle her çarptığında Makiro'ın alnına düşen saçları da havayla çarpışıp ıslak şekilde alnına çarpıyordu. Akiko ise o saç telini bile izlemekten zevk alıyordu. Dudağını ısırdı ve içinde acı çekmek ile zevk arasında çarpan kalbini hissetmemeye çalıştı. Şarkı eşliğinde sırılsıklam aşık olduğu müthiş yakışıklı Makiro'ı izlemeyi seviyordu, ama illaki şarkı dinleyecekti. Ed kulaklarından akıp kulak zarında bağırdıkça Makiro'da çevik hareketleriyle potaya yaklaşıyordu. Ed'in "Love me!!" diye aşkla bağırması ve Makiro'ın topu güzel bir puan getirecek şekilde potaya sokması bir oldu. Kısa okul eteğini umursamadan hızla ayağa kalkıp bankın üzerinde tepinmeye başladı Akiko. "Mam ma mam maaaa!" diye de şarkıya sevinçle eşlik ediyordu. Bacağına şaplak yiyip kolundan sıkıca çekilmesiyle bakışlarını sinirle bankta dizlerinin üzerine çıkmış ve Akiko'ı yerine oturtmaya çalışan Reiko'dan bacağını çekti. Kulaklığını çıkarıp kızın kolunu morartacak şekilde sıkmasına devam etmemek için bankta tekrar oturur pozisyona geçti. Kolunu da daha geçen hafta saçlarını sarıya boyattığı en yakın arkadaşı Reiko'dan çekip ovalarken arkadaşının ince sesiyle "Salak! Herkes sana bakıyor, düzgün izlesene şu maçı. Senin yüzünden Kiyoshi'e rezil olacağım." diye çemkirmesini dinlemek zorunda kaldı. Diğer kulaklığını da çıkarırken etrafa bakınca önlerindeki bir kaç öğrencinin de kendisine şaşkınlıkla baktığını gördü. Özür diler gibi başını eğdi ve dudağını ısırdı. Beden eğitimi dersinde okulun basketbol takımının çalışmasını izlerken puan aldı diye bağıran ilk kızdı herhalde. Ama kimse bilmiyordu ki o aşkla Makiro'ı izlerken kendine sahip olamıyordu. Bakışlarını kaldırıp sahada Makiro'ı aradı ve bulduğunda.. Makiro kendisine bakıyordu. Hemde GÜLÜMSEYEREK!! Derin bir nefes çekerken istem dışı dudaklarına kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Makiro bir arkadaşının kendisine seslenmesiyle yüzünü çevirdi ve oyun tekrar başladı. Daha dudaklarından gülümseme silinmeden aklına zilyonca fikir üşüştü. Daha demin rezil olduğum için mi gülüyordu bana? Yoksa gerçekten içten bir şekilde mi gülümsedi? Arkamdaki birine gülümsüyordu da ben mi yanlış anladım?! Kucağındaki telefona ve kulaklığa dikkat ederek arkasına döndü, bir iki tane erkek öğrenci dışında kimse yoktu, zaten neredeyse oturma planının en arkalarına oturmuşlardı. Çünkü Reiko serseri sevgilisiyle eye-sex'ini ancak o şekilde gerçekleştirebilirmiş. Başını önüne döndürdü ve dudaklarını şişirdi. Şimdi aklında türlü düşünceler dolanırken -hele ki gülümsemesi gözünün önüne geldikçe- oyuna nasıl konsantre olacaktı.

    Oyun bitmişti, daha doğrusu ders bitmişti. En acı durum ise ders Japon Tarihi olmasıydı ve Makiro ile aynı sınıfta olmayışıydı. Bir tek beden dersleri uyuşuyordu ve o zaman da Akiko mükemmel bir görsel şölen şimdi ise iskelet ve kadavra görüntüleri midesine kusma şölenini yaşatmak istiyorlardı. Reiko ile birlikte banklardan kalkarken ter içinde soyunma odasına koşan takımın arasından Makiro'ı aradı ama bulamadı. Reiko'ın koşarak banklar arasında yata gibi oturan -okuldan olmayan ve okula her zaman gizlice giren- sevgilisi Kiyoshi'nin yanına hoppidi hoppidi gitmesini izledi. Yine sınıfa tek başıma gitmenin zamanı diye düşündü ve gözlerini devirdi. Ayaklarını sürüye sürüye sınıfına doğru ilerledi. Elindeki telefondan Reiko'ın numarasına Sınıfta görüşürüz, seni bekleyemem. mesajını attı ve Makiro'ı düşünerek sınıfa ilerledi.


    En son Ryo Akiko tarafından Ptsi Mayıs 20, 2013 2:43 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    Ryo Akiko
    Ryo Akiko
    Halk
    Halk


    Mesaj Sayısı : 6
    Kayıt tarihi : 01/05/13

    Bittersweet Songs  [Japonya] Empty Geri: Bittersweet Songs [Japonya]

    Mesaj tarafından Ryo Akiko Paz Mayıs 19, 2013 4:29 am

    Bittersweet Songs  [Japonya] N8fhb

    G E Ç M İ Ş E D Ö N Ü K
    mayıs 2013, japonya - tokyo.


    Help, I have done it again
    Hurt myself again today
    And, the worst part is there's no-one else to blame
    Be my friend
    Hold me, wrap me up
    Unfold me
    I am small
    I'm needy
    Warm me up
    And breathe me



    Sıcak su her saniye ısısını biraz daha yükseltiyordu ve Akiko'ın narin teni her saniye biraz daha yanıyordu. Elindeki life hiçbir şey sürmemişti ve sanki üzerinde bütün kirleri temizleyecek bir sıvı varmış gibi tenine daha çok bastırıyordu. Sanki o anları yaşamamış yapacakmış gibi, unutturacak, temizleyecek gibi. Tırnakları lifi yırtmıştı ve tenini çiziyordu. Canı yanıyordu ama içi daha çok yanıyordu, acıyordu. Gözyaşları sessizce suyla karışıp yüzünden sert banyo zeminine çarpıyordu. Yüzünü yukarı kaldırdı, sıcak su yüzünü temizleyebilir miydi? O adamın öptüğü yerleri eskisi gibi tertemiz yapabilir miydi? Makiro'ın gördüğü temiz kız yerine nasıl gelebilirdi? Makiro.. Görmüştü herşeyi. Polise ifade verirken de hemen arkasında durmuştu, ellerini omzuna koymuştu. Konuş Akiko ben burada, yanındayım. Sana bir daha zarar veremeyecek!

    Yüzünü eğdi ve dizlerini büktü. Bacaklarının arası hala daha eskisi gibi değildi, sızlıyordu. Bağdaş kurarak yere oturdu ve başını aşağı eğdi. Kilodunun altında ıslanan vajinasına dokundu. Boğazından derin bir ağlama ve boğulma arası ses çıktı. Elini hızlıca bacak arasına vurmaya başladı, ta ki acıdan duramayana kadar. Sonunda sırtını da yere verdi ve yumruk yaptığı eliyle yere vurmaya başladı, yavaşça. Gözyaşları dinmiyordu hala. Okulun yeni hademesi ona tecavüz etmişti. Artık Makiro'ın değildi, öyle hissetmiyordu kendini. Bal mumu gibi vücudunu sarmış bir pislik hissediyordu, ne kadar yıkanırsa yıkansın, o pisliğin gitmeyeceğini ve Makiro'ı her gördüğünde vicdanını sızlatacak o pisliğin daha da büyüyeceğini biliyordu.

    Her ne kadar ilk başta adamdan kaçmaya çalıştıysa da adamın dudaklarını sömürüşü ilerledikçe kendini bırakmıştı Akiko. Lanet adamı Makiro olarak hayal etmişti. Neden öyle yaptığını hala daha bilmiyordu. Adama karşılık vermişti, onu öpmeye başlamıştı. Okulun terasında okulun eski eşyalarının depolandığı minik pencereli alanda adamın tecavüzünü, karşılıklı sekse çevirmişti. Arada bir kendine geliyor ve adamdan kendini uzaklaştırmaya çalışıyordu ama adamın onu kendine çekmesiyle tekrar ona karşılık veriyordu, şehvetle. Ta ki Makiro'ın orayı basmasıyla. Kapının açıldığını duyduğu anda, büyük bir çığlık koyvermiş ve korkuyla adamdan uzaklaşmıştı. Makiro hırsla adama bağırıp onu dövmeye başlarken kendisi de yırtılan kıyafetleriyle üzerini kapatmaya çalışıyor ve bir köşede ağlıyordu. Makiro şefkatle kendisine yaklaşıp narince üzerindeki hırkayı Akiko'â sarmıştı ve sonra Akiko utanç, suçluluk, korku duygularının yüksek dozda olmasıyla bayılmıştı. Uyandığında hastanedeydi, annesi başında. Babası ve abisi kapının hemen dışında polise ifade veriyordu. Sonrası Akiko'ın farkına varamadığı şekilde hızlı gelişmişti. Makiro bir saniye olsun yanından ayrılmıyordu, ailesi adamı polise vermiş ve hademe de hiçbir şeyi inkar etmemişti. Hatta Akiko'ın kendisine karşılık verdiğini bile söylememişti. Sadece hapishaneye götürülmeden önce son kez Akiko'a bakmıştı ve sonrası suçluluk... Akiko o bakışları asla unutamıyordu.

    Yer acımıyordu ve yumruk yaptığı eli şişmişti. Eliyle yere vurmayı bıraktı. Bu bugün kü beşinci duşuydu. Her gün sayısızca duş alıyordu ve uzun süre vücudunu yıkıyordu. Kurtulmak istiyordu. Ölmek istiyordu. Ailesi, arkadaşları ve en önemlisi Makiro'ın kendisine bu kadar mükemmel davranması onu daha da beter hale getiriyordu. İçindeki suçluluk ve ihanet. Bir gün ölümüne sebep olacaktı. Havluyu sıkıca vücuduna sardı ve odasının kapısını kapattı. Camın önüne gitti ve masasında duran telefonunu aldı. Makiro'dan üç mesaj, bir arama. Reiko'dan altı mesaj. Telefonu kapattı ve yatağına yanaştı. Beyaz örtüyü açarken yine gözyaşı döküldü. Bu yatak örtüsü bile benden daha temiz ve masum.
    Ryo Akiko
    Ryo Akiko
    Halk
    Halk


    Mesaj Sayısı : 6
    Kayıt tarihi : 01/05/13

    Bittersweet Songs  [Japonya] Empty Geri: Bittersweet Songs [Japonya]

    Mesaj tarafından Ryo Akiko Ptsi Mayıs 20, 2013 3:13 am

    Bittersweet Songs  [Japonya] N8gkh

    G E Ç M İ Ş E D Ö N Ü K
    haziran 2013, japonya - tokyo.


    Bir gemiyle bana ulaştığında..
    Anlayacaksın bir ada değil, buz dağı olduğumu.
    Neye dokunursam buz tutuyor, bu yüzden tutmaya korkuyorum ellerini
    Çünkü bana yaklaşırsan, buz kaplayabilir kalbini...



    "Gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum Makiro." dedi usulca Akiko. Makiro ona dönüp gülümsedi ve eğilip kızın elini sıkıca tuttu. Parmaklarını Akiko'ın ince uzun parmakları arasında doladı ve kızı kendine çekti. "Seni gülümseteceğime eminim." dedi ve uzun tahta köprüye doğru emin bir adım attı. Akiko elini çekmek istedi, hala Makiro'ın kendisine bu kadar yakın ve iyi davranmasına alışabilmiş değildi ve kabul etmek istemiyordu. Her defasında zihninin karanlık yerlerinden sana acıdığı için böyle davranıyor, sana aşıkmış gibi. biri fısıldıyordu. Bunu dün söylemişti Makiro'a, ama o inkar etti sert bir şekilde. O gün -tecavüz günü- onu aradığını ve Akiko'a içindeki aşkı paylaşacağını söylemişti, eğer orada tecavüze uğramasaydım Makiro bana açılacaktı. Hala daha içinde şüphe kırıntısı vardı ama daha fazla Makiro'a acı çektirmek istemiyordu. Bana acıyor. Akiko durunca Makiro'da durdu ve arkasındaki kıza döndü. Akiko zorla gülümsedi ve "Bak! Gülümsüyorum işte. Bu eski köprüye geçmeyelim. Manzara şuradaki banklarda da gayet güzeldir." dedi yorgun bir sesle. Zaten o günden sonra sesinde hayat belirtisi gitmişti, sürekli ölü gibi konuşuyordu, ruhsuz ve halsiz. Yüzündeki zoraki gülümseme hala oradaydı. Makiro sırıtarak ona döndü ve kızın elini bırakıp ellerini Akiko'ın dudak kıvrımlarına koydu ve gülümsemeyi yok etti. "Zoraki bir gülümseme istemiyorum. Hem. Sen bana güvenmiyor musun? Çok güzel bir manzara seni bekliyor. Güneşin batışına bayılırdın sen?" dedi, aslında sonuncu cümleyi soru olarak sormamıştı ama destekler bir hareket bekliyordu. Akiko başını olumlu anlamda salladı hala Makiro'ın elleri dudak kıvrımlarına dokunurken. Artık hiçbir şeyi sevmiyorum Makiro. Sadece suçluluk içimde fazla büyük yer kaplıyor ve sevgiye yer bırakmıyor. Makiro elini kızın dudak kıvrımlarından yanağına doğru kaydırdı ve eliyle yüzünü gezerek aşağı indirdi ve saç tutamlarında son buldu. Ellerini kaldırıp bir elini Akiko'a uzattı. Akiko havada ılık rüzgarın hareketiyle hafifçe salınan Makiro'ın eline baktı. Parmaklarını genç adamın kemikli ama ince eline sardı. Makiko gülümsedi, Akiko gözlerini tahta köprünün zeminine indirdi.

    Güneş kaydırağa binmişcesine hızlı ve yavaşın arası bir şekilde yavaşça gökyüzünden kayıyordu. Eğlendiği belliydi çünkü arkasından karanlığın geldiğini ve onu saklayacağını umursamıyordu. Ağaçlar ise sanki onu tutabilirmiş gibi eğmişlerdi başlarını ufuk çizgisine. Makiro ve Akiko'ın etrafını saran doğal alan güneşin gitmesini istemiyor gibiydi ama Akiko'ın gülümsemesini kazanmak için sanki Makiro gibi anlaşma yapmışlar gibi o kadar güzel bir görüntü çıkarmışlardı ki ortaya. Sanki hepsi Akiko içindi. Gülümsedi Akiko. Ama saklamak istedi gülümsemesini, yine hak etmediğini düşünüyordu hiçbir şeyi. Eğdi başını ve tahta köprünün aralıklarından gördüğü ve salınarak akan nehre baktı. Ama Makiro fark etmişti Akiko'ın gülümsediğini. Beğendiğini. Mutlu olduğunu. Kısa bir an olsa bile mutlu olduğunu. Hala dudaklarına asılıydı gülümseme Akiko'ın. Silmek için ellerini ağzına sıkıca kapatması gerekiyordu ama elleri meşguldü ki! Bir eli Makiro'ın iki eli arasında sıkıca saklanırken, diğer eli de eteğinin ucunu sıkıca tutmuş, rüzgardan açılmasını önlüyor. Makiro'ın seksi kıkırdamasını duydu. Başını kaldırmadan saçları arasından yan gözle ellerini sıkıca tutan gence baktı. Makiro'da Akiko'a bakıyordu ve kıkırdıyordu. Başını tekrar önüne çevirdi ve suya bakmaya devam etti, dudaklarında hala gülümseme vardı bu sefer bunu silmeye uğraşmadı. En azından sabahtan beri kendisini gülümsetmeye çalışan Makiro için orada kalmalıydı o gülümseme. Makiro'ın sıkıca tuttuğu elinin altındaki el çekildi ve üstteki el daha da sıkıca sardı Akiko'ın elini. Tek kaşı yavaşça gerilip yukarı kalkarken başını da kaldırdı Akiko. Neden Makiro'ın elini kendisinden çektiğini merak etmişti. Makiro başını çok hafif kendisine dönüp gülümsemişti ama sonra tekrardan işine geri döndü. Cebinden kulaklık çıkartmaya çalışıyordu ve kulaklık birbirine girmiş, bir de cebinin metal düğmesine takılmıştı. Bu sefer çok şeker tadında çok minik bir tebessüm kondu Akiko'ın dudaklarına. Makiro'ın elini bıraktı ve ona bir adım atarak yaklaştı.

    devam edeceğim.


      Forum Saati Salı Kas. 26, 2024 11:00 pm