NOBLE BEAST

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    Love Song

    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Mart 29, 2013 1:23 pm

    Love Song Tumblr_ln22khUdtR1qbxx00o1_r1_500
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Mart 29, 2013 11:04 pm


      Love Song Tumblr_lnq2wrVEyC1qgjkxwo1_500
      Bir hafta. Bir haftada nasıl bu kadar fazla şey değişebilir? Nana halen onca yaşanana inanmakla güçlük çekiyordu. Tabi birde bunda duygularının da etkisi vardı. Bir hafta öncesine kadar -her ne kadar etkilense de- baş belası olarak nitelendirdiği adama şimdi bakınca sanki içinde sıcak bir şeyler akmaya başlıyordu, kalbi hızla atmaya başlıyordu -aslında bunu zaten ona baktıktan hep yaşadı- midesinde sanki bir dolu kelebek varmış gibi hissediyordu. Ayakları birbirlerine dolanıyordu, hayatında yapmadığı sakarlıklar bile yapmaya başlamıştı. Bunları uzun süredir yaşadığı gerçeğini kafası daha yeni idrak etmişti ama artık kendisine itiraf edebiliyordu. Jin Ho'dan kesinlikle hoşlanıyordu. Hatta deli oluyordu. Bunu dün gece kesinlikle idrak etmişti. Kesinlikle. Ama... Bunda o öpücüğün etkisi yoktu. Sanırım. Gece gece dışarı çıkmışlardı ve Seul'un köşe bucaklarına geziyorlardı. Şimdi dar sokak boyunca duvarla çevrelenmiş, merdivenlerden aşağıya yavaşça iniyorlardı. Bazen kolu Jin Ho'nun koluna değiyordu ve kaçamak bakışlar atıyordu onun yüzüne. Elinde tuttuğu içki şişesini -Nana bir içki şişesi tutuyordu!- Jin Ho'ya doğru uzattı. Sokakta ki açık büfede yemek yerlerken, şişeyi almıştı. Hangi akla hizmet aldığını bilmiyordu. Sadece almış olmak için almıştı sanırım. Sonbaharın serinliği geceyi sararken, kollarını hırkasına doladı ve sessizce Jin Ho'nun yanında merdivenlerden inmeye devam etti. Sonunda kıvrımlı, dolanbaçlı sokakların ardına geldiklerinde konuşacak cesareti kendisinde bulabildi. "Buraya fazla uzakta olmayan bir park var. Gitmeye ne dersin?" Jin Ho umursamazca omzunu salladı ve elinde ki şişeyi açıp birkaç yudum alıp yürümeye devam etti. Gergin bir şekilde nefes aldı ve hızla peşinden ilerlemeye devam ederek, yönlerini parka doğru çevirdiler. Nehire bakan park boştu. Muhtemel bir şekilde gece yarısını dahi geçmiş olmasından kaynaklanıyordu. Hızla ilerledi ve yere oturup, bacaklarını aşağı sarkıtarak oturdu. Nehir ayaklarının altındaydı. Her ne kadar yapay olsa da. Çantasını da boynundan çıkardı ve yanına yerleştirdi. Jin Ho'da bitirdiği şişeyi gürültülü bir şekilde teneke kutuya attı ve sessizliğini sürdürerek yanına oturdu. Oturduğu yerde sağa sola sallandı ve mırıldandı. Bir taraftan da ayaklarını da salladı. Keyfi yerindeydi. Hızla kafasını sağa çevirdi ve Jin Ho'nun aynı hızla önüne dönüşünü izledi. Hafif bir şekilde tebessüm etti ve bakışlarını yeniden nehire çevirdi. Neden bu kadar keyifsiz ki? "Aigoo, bugün büyük bebek için çok yorucu mu geçti?" derken kollarını Jin Ho'nun omzuna doladı. "Ne yapıyorsun?" Jin Ho kollarını yakalıp, omzundan indirirken kendisi de gülümsedi ve Jin Ho'nun yüzünü işaret etti. "Gülümsedin!" Jin Ho başını farklı bir yöne çevirdi. "Eve git." İsteksizce omuzlarını salladı. "İstemiyorum." Yeniden nehre kaydı bakışları ve sallanmaya başladı oturmaya devam ederek. "Eve gitsene!" Kafasını sağa sola hızla salladı. "Hayır gitmiyorum. Yanında kalacam."
    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Çarş. Nis. 03, 2013 6:11 am

    Bir hafta. Evet, bir haftadır Nana'a daha yakındı hatta bütün vaktini onunla geçirmişti ama bu onu daha da korkutmaya başlamıştı. Çünkü birine -hayatında ikinci kez- birine böyle bağlanıyordu. San Sun ahjussiye bile bağlanmıyordu ki annesi gibi onu terk etmesin diye, adama hep kötü ve alaylı davranırdı bu yüzden. İlk bağlandığı kişi... Annesiydi. Onu bu berbat dünyaya mutsuz olması için getiren, onu bir ana kuzusu yapan annesi... Ama yukarıda insanların Tanrı diye adlandırdığı kişi Jino'ın -annesiyle- mutlu olmasını kıskanmış ve Jino'ı bu dünyada yapayalnız bırakmıştı, hemde umutsuz bir şekilde. Hayatını adadığı, bağlandığı tek kişi onu bırakıp ölmüştü. Sonra yanında babası, büyük annesi ve daha nice insanla mükemmel şekilde büyütülmüştü ama büyüdüğü her saniye içindeki birine ihtiyaç-bağlanma duygusu ve mutluluk hissi azalıyordu. Hiçbir şeyden memnun olmayan, hırçın ve yalnız biri olup çıkmıştı. Hayatında asla tam anlamıyla mutlu olamamıştı. Yutkundu ve yanında ayaklarını sallayarak küçük bir kız çocuğu gibi oturan Nana'ı izlemeyi sürdürdü. Bu kızın yanında gerçekten mutlu olabilmişti, oluyordu. Derin bir nefes çekti. Kızın yukarı kıvrılmış dudakları, nehri izleyen iri gözleri. Ona bakarken bile mutlu oluyordu Jino. Aynı annesinde hissettiği gibi. Ama daha çok korkuyordu. Bu kez daha da büyümüştü ve eğer Nana'a daha fazla bağlandığında Nana'da onu terk ederse asla normale dönemezdi. Zaten tam anlamıyla eski haline dönememiş ve umursamaz biri olmuştu Nana'dan sonra daha da beter olurdu. Gözleri kızın dudaklarına kaydı. Dün gece... Onu öpmüştü, ikinci kez. İlki gibi değildi, ilkinde bir şey hissetmemişti -yüzünü yerde bulduğunda başkaa.- Ama dün gece ilk defa kalbinin huzura kavuştuğunu ve uçarak dudaklarında onu yaktığını hissetmişti. Nana'a gerçekten aşık olduğunu da. O an her şeyi unutmuştu, gıcık savcı, onun her anda yardımına koşan ahjussi, imparator babası, salak insanlar, annesini bile. Sadece hemen dudaklarının dibindeki Nana vardı, bu kadar yakındı ona. Ve Jino'ı sarabilecek, onu anlayabilecek onu sevebilecek tek kişi. Kaybetmek istemiyordu kızı ama korkuyordu da. Ona bağlanmak, birine bağlanmak korkutuyordu Jino'ı. Kızın bakışlarının kendisine döndüğünü gördüğünde hemen başını çevirdi ve ayaklarını sallamaya başladı. Başının olumsuz anlamda sallarken "Son zamanlarda çekilmez biri oldun sarı cüce!" ona eskisi gibi seslenmişti. Nana'a karşı hiçbir şey hissetmediği zamanlardaki gibi...

    Love Song Tumblr_lpj3ilaoxV1qfakbgo1_r1_500
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Çarş. Nis. 03, 2013 6:58 am


      Dudaklarını birbirlerine bastırdı ve yeniden nehire doğru bakışlarını çevirdi. Sarı cüce.. Gözlerini devirdi. Her şey sarı cüce ile başladı. Onca omzumda yük varken o sarı cüce aptallık yapıp kalbine aşk soktu. Aptalsın sen Nana, aptal. Ama... Aptal olman onu seviyor olmanı engellemiyor. Elbette. Aptal olduğun için aşık oldun ona. Ve şimdi onsuz yapamayacak haldesin. İlk kez aşık olmamıştı elbette. Lise yıllarında da aşkları olmuştu. Kısa süreli, platonik... Ama hepsini durdurmuştu. Çünkü annesi ve babası yokken, teyzesine ve küçücük çocuklarına yük olurken aşk hayatında olmamalıydı. Olmamıştı zaten. Reddetmişti ya da kaçmıştı. Kimseye gerçekten bağlanmamıştı. Annesi ve babası ölmeden önce Young Joo vardı. Çocukluk aşkı. Ama ondan bile iz kalmamıştı. Fazla derindeydiler. Bir de yıllardır kendisine gelen mektupların sahibi. Onu seviyordu kim olduğunu bilmeden ama buna aşk denemezdi elbet. Zaten deseydi de artık o aşkı başkasına kaymıştı. Tanıştığından bu yana hakaret ettiği ve kendisine de halen hakaret eden, burnu havada, playboy, kadın avcısı birine. Ama umurunda değildi. Duygularının gelip geçeceğini düşünüyordu ama her saniye, onun yanında olduğu her saniye daha fazla artıyor gibiydiler. Acınası biri olduğunu düşünüyordu. Kendi kendisine acıyacak halde. Ama.. Bu kendisine ait duygulardı ve onları yok etmeyecekti. Hatta içinde tutmaya devam edecekti. Aşk garipti. Ama aşkı hissetmeyi seviyordu. Ve bu duyguları onu ilk gördüğü andan beri az da olsa her gün artarak hissetmeye başlamıştı. İlk gün parayı avucuna boca edip kendisinden uzaklaşırken öylece kalakalmıştı. Acaba onu bir kez daha görecek miyim diye sormuştu kendisine. Bir kez daha. Kendi kendisine tebessüm etti ve Jin Ho'ya döndü. "Asıl sen çekilmez oldun. Tüm gün evde pinekleyene kadar seni dışarı çıkardım ve besledim. Şimdi de parka getirdim. Neden böyle davranıyorsun ki? Şarkı söylememi ister misin?" Boğazını temizledi ve kendini bilmiş bir ifade ile Jin Ho'ya baktı. "On üç yaşındayken kilise korosuna katılmıştım. Okul gösterisinde de şarkı söyledim. Yani.. Acı çekmeyeceksin." Omzuyla, Jin Ho'nun omzuna vurdu ve derin bir nefes aldı. Uzun süredir şarkı söylemiyordu. Birine karşı. Yoksa banyoda, yemek yaparken her fırsatta kendi kendisine mırıldanırdı. Jin Ho'nun evde kaldığı süre zarfında sesini çıkartmamaya özen göstermişti. "My love is like a red rose. It may be beautiful now...But my sharp thorns will hurt you... My love is like a red rose. Yes, I may be fragrant. But the closer you get, the more I’ll hurt you..." Sanki bilinç altı aşkının en kötü yanını gösteriyordu. Her zaman duyduğu o klişe sözü kendisini söyleyebileceğini tahmin etmezdi. Jin Ho ve ben... Farklı dünyaların, farklı insanlarıyız. Durdu ve gergin bir şekilde parmakları ile oynamaya başladı. "Şarkı söylemek aptalcaydı. Sesim berbat." Jin Ho'ya kısa bir bakış attı ve dudaklarını bastırarak yeniden önüne döndü. Her zaman açık sözlü olmuştu ama... "Yoksa... Dün fakir bir kızı öptüğün için mi bu hale geldin?.. Merak etme seni dövecek değilim. Umurumda bile değil. Bir hafta kadınsız kaldın tabi. Hormonların yüzünden." İçi acıyarak bunları söylemişti. Doğruluğundan da emindi. Nana. Evet. Aşıksın. Ama o değil. Kadınsız kaldığı için hormonlarının kontrolü altına girdi ve öptü seni. O öpücük... Jin Ho'ya göre o öpücük tenin tene temasından başka bir şey değildi. Aptalca şeyler hayal etme. Ama gene de söylediklerini reddetmesini istiyordu Jin Ho'nun.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Çarş. Nis. 03, 2013 9:11 am

    Aşkın canımı çoktan yakmaya başladı bile.. Kızın sesine normal konuşurken bile aşıktı, şimdi tapıyordu. Gözlerini narince dolanan nehirden alıp Nana'a vermek istiyordu ama şarkının sözleri bile canını acıtırken, acının kaynağına dönemezdi. Kız konuşurken söylediği sevimli şeylere gülmemek yada sırıtmamak için kendini zor tutuyordu, normalde Jino yüzünde hep alaycı sırıtmayla dolanan biriydi. Böyle suskun ve duvar surat olmak ona biraz... Zor geliyordu, çünkü Nana'ın yanındaydı. Kızın son sözleriyle onun boynuna sarılıp saçlarını karıştırırken "Ne sandın? Seni kadın olarak bile görmüyorken o açlıkta oldu, yoksa maymunla yapacaktım." diyebilirdi, ama onu yapamadı. Elini kızın çenesine götürüp kendisine çevirip "Nana. Beni. Farklı hissettiriyorsun. Mükemmelsin." diyebilirdi ki bu daha ağır basıyordu, ama bunu da yapamadı. Öylece sessiz kaldı. İçkinin bitmiş olmasına üzüldü. Sarhoş olmak istiyordu, gözlerini kapatıp açtığında sabah olmasını istiyordu. Şuan çok... Farklı hissediyordu, bütün duyguları birbirine girmişti ve ayrılmıyordu.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Çarş. Nis. 03, 2013 9:36 am


      "Sessizliğin hoşuma gitmiyor. Sen böyle değildin?... Bak. Öpücük yüzünden böyleysen. Unuttum gitti. Aigoo!.. Unuttum." Jin Ho'nun yüzünü görmek için eğilip kafasını uzattı ve tebessüm etti. Ama Jin Ho halen durgundu. Yanaklarını şişirdi ve kaşlarını çatarak Jin Ho'ya baktı. Ardından koluna sertçe vurdu. "JIN HO-SSHI! ÇOK SİNİR BOZUCUSUN!" Yüzünü buruşturdu ve hızla ayağa kalktı. Ayaklarını yere vurup tepindi. Ama tepinmelerine bile bir şey demiyordu. Tepinmeyi bıraktı ve Jin Ho'nun tam yanında, dizlerini kırp çömeldi. Kolunu çekiştirdi. "Jin Ho-sshi... Korkutuyorsun beni. Sen hiç böyle sessiz durmazsın." İç geçirdi ve yeniden ayaklarını sarkıtıp - bu kez Jin Ho'ya daha yakın- oturdu. Olduğu yerde sağa-sola sallanmaya başladı ve Jin Ho'nun omzuna vurmaya başladı. "Sesim o kadar kötü müydü?" Neredeyse ağlayacakmış gibi ses çıkartarak yakınıyordu. Elbette ağlamayacaktı. Sadece Jin Ho'u aktifleştirmeye çalışıyordu ama... Gücü tükendi. Omuzları düştü ve dudağını kemirmeye başladı. Başını Jin Ho'nun omzuna yasladı ve nehire yönlendirdi bakışlarını. Çok... Çocuksu... Olacak... Belki de... Ama sessiz durması sinirimi bozuyor. En azından dalga geçebileceği bir... şey.. Olacak. Ama.. Dudaklarını birbirlerine bastırdı. Acaba bir dolu aegyo falan mı yapsam?

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Çarş. Nis. 03, 2013 9:50 am

    Kızın son söylediğine tam cevap verecekti ki omzunda onun başını hissettiğinde söyleyeceği şeyleri yuttu. Kızın başı şuanda omzundaydı ya her yer silinmişti etrafta, sadece Nana'ın başının kendisine değdiği gerçeği vardı. Ne zaman bu kadar aşık oldum? Dudağını ısırdı, kıza şuanda seni seviyorum diye bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Tutmalıydı, Jino düşüncelerinde haklıydı kendine göre. Kendisini düşünüyordu yine. Bağlanmaktan korkuyordu ve kendisini düşündüğü Nana'a acı çektireceği içinde kızıyordu kendine ama elinden bir şey gelmezdi. Aslında gelirdi ama onu da Jino yapmazdı. Başını kızın başına değdirip kaldırdı ve alaylı bir sesle "Seni dinlediğimi mi sanıyordun? Sen şarkı söyleyeceğim dediğin de hemen kendimi programladım ve başka şeylere odaklandım. Üzgünüm ama kulağımda yüzüme yakın, başımda yer alıyor. Oraya da zarar gelmemeli."[ dedi ve sırıttı. Eski Jino olmaya çalışacaktı. Her şeyle dalga geçen, umursamaz ve karşısındaki kıracağını düşünmeden hareket eden bir Jino. Deneyecekti eskisi gibi olmayı. Nana'ın yanında bu ne kadar zor da olsa.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Çarş. Nis. 03, 2013 10:05 am


      Aigoo! İşte benim Jin Ho-sshim." Oturduğu yerde zıpladı ve ellerini çırptı. Kendisinden bile beklemediği şekilde öyle sırıtıyordu ki yanakları acımaya başlamıştı. Ellerini yanaklarına yerleştirdi ama gülümsemeye devam ediyordu. Kendi kendisine gülümsüyor, oturduğu yerde zıplıyordu. Nana, Jin Ho'nun alay etmesine bile seviniyordu. Gülümsemeye devam ederek elini Jin Ho'nun omzunda sanki bir pisliği temizlemek istermiş gibi hareket ettirdi. "Yüzünün her hangi bir kısmına zarar gelmesini istemem. Sende dikkat. Çürük bir döşeme dudağını patlatmıştı." İşaret parmağını bilmiş bilmiş Jin Ho'ua doğru salladı. Ayağa kalktı ve yere bıraktığı çantasını boynuna geçirdi. Ardından hızla Jin Ho'u çekiştirmeye başladı. "Oppaağğ..." Oppa diye ciyaklaması ile durdu. Donuklaştı. Aish. Söylemeyecektim ki. Oppa demeyecektim. Ağzımdan kaçtı. Yumruk yaptığı elini yavaşça kafasına vurdu. Oppa dediğime inanamıyorum. Alay edecek şimdi hep.. En azından sessizliği bozulur. Geriledi ve tırnağını kemirerek Jin Ho'nun ilk tepkisini beklemeye başladı. Sonra mahçup bir şekilde konuşmaya başladı. "Oppa demeyecektim.. Ağzımdan kaçtı. Young Joo-sshi yüzünden. Ha.. Ha..Ha." Zoraki bir şekilde tebessüm etti.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Cuma Nis. 05, 2013 9:12 am

    Kızın sevimli hareketlerine bakıyordu ve ona daha da aşık oluyordu. SEVİMLİ BİR KIZA. Sevimli Nana ona çekici geliyordu ve buna aşk diyordu. Dudaklarını ısırdı hele kız ona oppa dediğinde içinde bir tarantula organlarını gezerek gıdıklandırıyor gibi hissetti. Dudağını gülmemek için ısırdı ve işaret parmağını kıza kaldırıp "Aigoo sevimli halinle Soshi kızlarının OH şarkısı nakaratı gibi bir oppa bekliyordum ama..." dilini çıkarıp pırrt sesini çıkarttı ve elini indirip yüzünü buruşturdu. "Beklediğim gibi olmadı, ajummalar gibi oppa dedin. Agioo bu büyük bir travma yaşatacak bana." dalga geçerek kızın son sözünde Young Joo isminin geçmesine bozulduğunu saklamaya çalıştı. Eliyle yerden destek alarak ayağa kalktı ve ellerini cebine soktu. Yürümeye başladı ve arkasında kalan kıza "Savcının neden bu kadar salak olduğu anlaşıldı, oppa kelimesini senden duya duya beyni pelteleşmiş." dedi. Kesinlikle şuanda Young Joo'ı fazlaca kıskanıyordu, Nana ona oppa dediği için. Şimdi bana da oppa dedi, bu sayılır değil mi?
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Nis. 05, 2013 9:32 am


      Dudaklarını büzdü ve Ji Ho'nun peşinden yürümeye başladı. "O zaman bir daha sana Oppa demem. Belki derdim ama.. Demeyeceğim. Young Joo-sshi'ye derim. O benim Oppa dememi seviyor ne de olsa. Hem Young Joo-sshi hakında böyle kaba konuşma." Şüpheli gözler ile baktı. Young Joo'dan hoşlanmadığını biliyordu. Aslında aralarında neden böyle bir gerilim hattı olduğunu anlamıyordu. Biri çocukluk arkadaşı biri de... Arkadaşıydı. Tabi.. Bu duygulara hakim olabildiği sürece. Ellerini kavuşturdu ve yüzünü eğip, paytak paytak yürümeye devam etti Jin Ho'nun peşinden. Jin Ho'nun nereye gittiğini bilmiyordu ama kendisinin bu parktan dahalık çıkmak istediğini sanmıyordu. Hem kimse yokken tamamen kendisine aitti. Salıncaklara doğru yöneldi ayakları ve alçak oturağa oturup küçük çaplı sallanmaya başladı. "Jin Ho-sshi!.. Nereye gidiyorsun?.. Boş boş dolaşana kadar buraya gel ve beni salla." Jin Ho'nun omzundan geriye dönüşünü ve ablak bir surat ile kendisine baktığını fark etti. Tebessüm ederek kafasını yana yatırdı. Jin Ho'nun nefesini hızla dışarıya verip, gözlerini devirerek kendisine doğru ilerlediğini fark ettiğinde ellerini birbirlerine çırptı. Çantasını salıncağın kenarına koydu ve elleri ile salıncağın demirlerini kavrayıp, sabırsız bir şekilde kıpırdanarak Jin Ho'u bekledi. Jin Ho'nun tereddüt ettiği yüzünden anlaşılıyordu. "Korkma yemez seni." Başını geriye yatırıp tele taklak Jin Ho'ya baktı. Sonunda küçük çaplı kendisini sallamaya başladığında Jin Ho'ya sözünü geçirebildiğini (!) fark etti. Sinsi bir tebessüm yüzüne yerleşti. Omzundan geriye baktı küçük çaplı bir bakış attı. Jin Ho-sshi. Aklımı başımdan aldığından haberin var mı? Şuan küçük bir kız çocuğu gibiyim.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Cuma Nis. 05, 2013 10:11 am

    Kızın salıncaktaki şirin haliyle kendisini çağırdığını fark ettiğinde geçmişini hatırladı. Bir kez bile babası ile böyle eğlenmek için buralara gelmemişti. Böyle bir parka bile gelmemişti. Salıncakta sadece özel kreşinde binmişti, orada da düşmüş ve bir daha salıncaklardan nefret etmişti, parkta bulunan ve her çocuğu mutlu eden bütün aletlerden. Çünkü hiç mutlu olamamıştı, her zaman çabucak büyümek zorunda kalan bir çocuk olmuştu. Babasının yanında büyük bir adam gibi davranmak zorunda bırakılan minik bir çocuk. Gözlerini devirdi ve Nana'ın arkasına geçti. Onu yavaşça iterken, geçmişine mi yoksa Nana'a bağlanmaktan korktuğuna mı üzülse bilemedi. O yüzden hiçbir şeye üzülmedi, hislerini kaybetmiş biri gibi, hatta bir robot gibi Nana'ı yavaşça sallamaya devam etti. Artık buna alışmıştı, hissizlik. Ama Nana ile olduktan sonra içine insanlara ait hisler dolmuştu, yakında onları tekrar kaybedecekti biliyordu. Nana'ı bırakmak zorunda kalabilirdi ve o zaman eski Jino'a dönecekti. Piç, züppe, kalpsiz, gıcık, umursamaz ve taş kalpli Jino'a. Kızın daha hızlı olmasıyla ilgili bağırmasından sonra diğer elini de kullanarak onu daha da hızlı itmeye başladı. Dudaklarını ısırdı ve kendisini hayal etti. Babasını. Kendisi baba olursa -ki bunu asla düşünmemişti, ama Nana yanındayken böyle düşünceler beynine doluyordu- çok iyi bir baba olmaya gayret edecekti. Çocuğunu her gün parka getirecekti. Dalmış olduğu için eline çarpan salıncağın kenarı ile kendine geldi. "Ah!" Tırnağı ve eti acıyordu. Nana'ın merakla kendisine bakmak istemesini engellemek için onu diğer eliyle daha da hızlı salladı. Ve parmağına üfledi bir yandan da. Bu bile kalbinden daha az acıyordu. salıncaklar her zaman canımı acıtmak zorunda mı?
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Nis. 05, 2013 10:34 am


      Hızlı sallanışının etkisi ile saçların yüzüne geliyordu ama olabildiğinde omzundan geriye Jin Ho'ya baktı. Acıyla ses çıkardığını duymuştu ve o anda kalbi resmen sıkışacak gibi oldu. Jin Ho halen kendisini sallıyordu ama çotkan ayaklarını yere uzatmış, ayakkabılarını toprağa sürterek durmaya çalışıyordu. Azami bir yavaşlığa geldiğinde salıncaktan atladı ve hızla Jin Ho'nun yanında geldi. Saçlarını geriye atıp hızla Jin Ho'nun elini kaptı ve gözünün önüne getirdi. Parmağından kan akıyordu ama fazla derin değildi. Aslına bakılırsa küçük bir sıyrıktı ve az miktarda kan vardı. "Ne ne oldu? Tanrım! Parmağından kan akıyor! Çantam.. çantam.. Çantamda yara bandı olmalı ya da bez." Çıldırmıştı resmen. Etrafta delice koşturabilirdi. Hızla çantasına gitti ve iki eli ile çantasını karıştırmaya başladı. Çantasının en derin köşelerinde uzun süredir yanında taşıdığı Pororo (!) yara bantlarından çıkardı. Bir koşu yeniden Jin Ho'nun yanında gitti. Elini yakaladı ve yara bandını açıp, parmağına yapıştırmaya çalıştı. "Oynama! Bantı yapıştırmaya çalışıyorum! Dikkat etsene! Birde vücuduna aşık olacaksın." Kaşlarını çatarak Jin Ho keskin bakışlar attı ve bantı yapıştırma işine geri döndü. Sonunda bantı Jin Ho'nun parmağının çevresine yapıştırabilmişti. Elinin tersi ile alnını sildi ve salıncağın demirine korku dolu bir bakış attı. Etrafında pas olup olmadığını kontrol etti. Resmen nefes nefese kalmıştı. Salıncağa yeniden oturdu ve elini göğsüne bastırdı. Küçük bir yara için dahi olsa dehşete düşmüştü. Ayağa kalktı ve Jin Ho'nun koluna sertçe vurdu. "Aklım çıktı yaaa!" Salıncağın kenarına bıraktığı çantasını o karıştırmanın etkisi ile dağılmış haldeydi, toparladı ve omzuna astı.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Paz Nis. 07, 2013 8:20 am

    Kızın etrafta koşuşturuşunu ve fazlaca telaşlı halini izledi. Bu tanıdık Nana değil, yani bana karşı böyle davranmazdı. Parmağı Nana'ın ince parmakları arasındayken yüzünde minicik bir sırıtmayla Nana'ı izledi. Sonsuza dek böyle masumca yaşasalar bile şikayet etmezdi ama ondan vazgeçmek zorunda olduğu için kendini çok kötü hissediyordu. Yüzü asıldı tekrardan. O sırada Nana'ın koluna vurarak söylediği sözlere hafifçe sırıttı. Yaralı parmağının bulunduğu eliyle kolunu ovaladı ve Nana'a yan yan bakarken "Vücuduma zarar gelmesi benden çok seni korkuttu baksana şu surata." dedi ve Nana'ın yüzünü tuttu. Birazcık o suratı elleriyle büzdükten sonra ellerini çekti, yakın davrandığının farkına varmıştı. Ellerini cebine soktu, yoksa onlara engel olamayacaktı. "Hem bana vücuduna zarar verme diyorsun, hemde kendin kolumu morartacak kadar sert vuruyorsun! Senden asla adil biri olmaz." dedi ve dilini çıkarıp dudaklarını yaladı.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Paz Nis. 07, 2013 8:53 am


      Kendi kendisine güldü. Aklımı kaçırmış gibiydi. Bir anda havada süzülüyormuş gibi hissetmişti. Jin Ho yüzünü ellerinin arasına aldığında. Resmen dünyadan kopmuştu. Dudağını ısırdı ve gülmeye devam etti. "Aigoo, aigoo." Gülümseyen suratını Jin Ho'ya kaldırdı ve o anda durdu. Öksürdü ve yanaklarına yavaşça vurup normale dönmeye çalıştı. Nana.. Sen böyle olmazdın ki. Hani hoşlanırsın falan ama böyle davranmazdın. İlk kez. KES SESİNİ İÇ SESİM! BU DUYGULARI YAŞACAĞIM! Salıncaktan kalktı ve Jin Ho'nun koluna girip, dakikalar önce vurduğu kolunu okşadı. "O kadar sert vurmadım abartma. Aklımı kaçırıp seni heyecandan yere atmadığıma dua et." Sert konuşmaya çalışmıştı ama gene yüzünü istemsizce tebessüm sarıyordu. Resmen kahkaha atmak istiyordu durmadan. Çok mutlu hissediyordu. Dokunuşu bile beni bu hale getiriyor. Dün öptüğünde iyi ki ölmedim. Derin bir nefes aldı ve yüzünü gökyüzüne doğru kaldırdı. "Bu havaları ilerleyen zamanlarda bulacağız. Hadi! Çimenlere gidelim. Yıldızlara bakmak istiyorum. Sözümü dinlemezsen şarkı söylerim ve güzel yüzünün sahip olduğu kulakların işkence çeker." Jin Ho'ya söz hakkı bırakmadan kolunu çeke çeke parkın çim alanına doğru onu sürüklemeye başladı. Ağaçların arasında açık bir alan yakaladığı gibi çantasını boynundan çıkardı ve kendisini çimenlere attı. Kollarını ve bacaklarını iki yana açmış çimlerin üzerinde uzandı ve gökyüzüne bakmaya başladı.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Paz Nis. 07, 2013 9:07 am

    Nana'ın bu geceki enerjisinin kendilerini nereye kadar götüreceğini merak ediyordu. Kızın kolundan sürüklemesine izin verdi. Çimlere doğru ilerlerken garip suratla etrafa baktı. Saat büyük ihtimalle gecenin üçü falan olmalıydı. Bu saatte sokakta pek tekin insanlar dolaşmazdı, Jino'ın şuanda yatakta uyuması gerekiyordu, Pororo oyuncağa sarılıp. Evet geceleri tek yatamadığı için gizlice Nana'ın odasından o oyuncağı çalmıştı ve Nana'a fark ettirmeden ona sarılıp uyuyordu, kızın odaya ani bir baskınıyla oyuncağı sandığın arkasına fırlatabiliyordu. Yerde yatan kızın başına dikildi. Gerçekten fazla mutlu ve enerji dolu. Kızın eliyle yanını işaret etmesiyle omzunu silkti. Tabi ki oraya yatmazdı. Oraya insanlar basıyordu ve Jino o seviye mi inecekti? Kızın kaşlarını çatılmış görünce minik yarası olan işaret parmağıyla "Öyle aşağılarda bir yere yüzümü indireceğimi düşünmüyorsun değil mi?" dedi ve işaret parmağına takılan gözleriyle dudağını büzdü. Küçük bir çocuk gibi hüzünle parmağını yanına yaklaştırdı ve "Böyle yaralı bir Tanrıya böyle davranırsan cehenneme gideceğini biliyorsun değil mi?" dedi ve konuşurken toplanan dudağını tekrar sarkıttı. Bakışlarını parmağı arkasında yerde yatan Nana'a dikti.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na Paz Nis. 07, 2013 9:26 am


      Yüzünü somurttu ve Jin Ho'ya baktı. Ama ben yıldızlara bakmak istiyorum. Doğruldu. "Ağaca çık o zaman... Aşağı inmeme takıntından nefret ediyorum. Hem.. Ok kadar yaralı değilsin Tanrım." Tanrımı yapmacık bir şekilde söyledi. Ayağa kalktı ve çantasını koluna astıp Jin Ho'nun yaptığı gibi dudağını sarkıtıp ona baktı. Dudağını sarkıtmaya devam ederek ellerini kavuşturdu ve Jin Ho'ya gözleri ile dik dik baktı. "Sen Tanrıysan.. Bende Tanrıçayım. Halkın Tanrıçası. Doğanın. Yıldızlarıma bakmak istiyorum. Nasıl bir Tanrısın sen?" Onaylamıyormuş gibi başını sağa sola salladı. Sonra iki büyük adımda Jin Ho'nun yanına gelip, onu sırtından itekledi ve banka oturttu. Jin Ho'nun kedi bakışlarına aldırmadan yaralı parmağına alıp yara bandının üzerinden parmağını okşadı. "Büyük bebeğin yarası o kadar mühim değil. Mızmızlanmasın." Gerinerek banka geçti. Boyunun arkaya atıp yıldızlara baktı ama uzun süreli bir duruşun ardından boynu ağrıyabilirdi hatta tutulabilirdi ve bu hiç eğlenceli olmazdı. Tamamen kalbin yönetsin Nana bu gece seni. Deli cesaret örneği sergileyecekti. Belki de Jin Ho'nun ilk tepkisi onu banktan aşağı atmak olurdu ama olsun. Dudağının kenarını ısırdı. "Boynum acıyor böyle bakınca. Çok yorucu." Boynunu ovuşturdu ve hızla Jin Ho'nun bacaklarına başını koyup bacaklarını bankın üzerine çekip uzandı. Elini çırptı. Dayan Nana. Dayan."Aish.. Böyle daha rahat." Çantasını karnına yerleştirdi. Ama şimdi büyük bir ikileme düşmüştü. Yıldızlar mı Jin Ho mu? Jin Ho mu yıldızlar mı? Kendi kendisine tebessüm etmemeye gayret ederek Jin Ho'nun yüzüne bakıyordu. Jin Ho'nun yüzüne dokunma isteği artıyordu bu gidişle ama yapmayacaktı. Ondan çok çok çok çok çok çok çok hoşlanıyorum. Nasıl ondan bu şekilde delicesine hoşlanacak hale geldiğini bilmiyordu ve ilk kez umurunda değildi. Sadece bu duygu gayet hoşuna gitmişti. Kalp çarpıntıları, midesinde ki kelebekler hepsi hoşuna gidiyordu. Belki bir daha bu gece ki gibi ona yakınlaşayamayacaktı. Bu yüzden.. Her şeyi yapacaktı. Bir kısım her şeyi. Ama yanından ayrılmayacaktı bu gece. Jin Ho'nun yaralı elini aldı ve bantı düzeltme bahanesi gibi göstererek elini tuttu.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho C.tesi Nis. 13, 2013 1:56 am

    Başını eğemiyordu, UTACINDAN. Evet, ilk defa Jino utanıyordu, hem de bir kızdan. Yüzünü ileride ki gökyüzünün binaların arkasında kalışına kodlamış, ayıramıyordu oradan. Binalar ağaçlarla yarışıyordu, hatta onları çoktan geçmişti gökyüzüne ulaşma çabasında. Yutkundu. Eli Nana tarafından alınınca titrememek için kendisini zor tuttu. Kızın her dokunuşunu ona olan aşkını neden böyle kabartıyordu ki? Basit bir aşk kavramı vardı aralarında ama neden her saniye büyüyordu bu? JinHo'ı korkutuyordu. Bir kavram, mide ağrısı, heyecan, kalp çarpıntısı, sürekli onu görme arzusu. Bunlar sıradan bütün insanların başına gelmiş şeylerdi. Neden Jino'ında başına glemişti ve onu korkutuyordu. Normalde insanlar anın tadına varır ve birbirlerine aşk fısıldarlardı. Ama Jino korkuyordu, Nana'a tamamen kendini teslim ettikten sonra onu kaybetmekten... Annesi gibi.. Geçmişten kurtulamıyordu, korkularını yenemiyordu. Geleceğine mani olmasına izin veriyordu. Normal Jino şimdi bakışlarıyla Nana'ı utandırır ve kızın başını okşardı, ama anormal Jino ne yapıyordu? Utancından Nana'a bakamıyordu ve elini buz kesmişti, hareket ettiremiyordu. Numaradan esnedi. "Gerçekten uykun gelmedi mi?" dedi sitemle. Elini Nana'dan çekmek istiyordu ama eli izin vermedi.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Kim Na Na C.tesi Nis. 13, 2013 2:13 am


      "Hayır. Gelmedi. Sabaha kadar bu parkta kalabiliriz. Belki gün doğumunu bile izleyebiliriz." Neredeyse dakikalardır Jin Ho'ya bakıyordu. Aslında tam olarak bakabildiği de söylenemezdi. Kaskatı ileriye bakıyordu ve tek görebildiği çenesi, çıkık elmacık kemikleri ve dudaklarıydı. Jin Ho'nun dudaklarına bakarken aklına dün gece ki öpüşmeleri bir kez daha geldi. Bir ay önce kendisine zengin züppe olarak tanımlayacağı birine aşık olacağını ve ilk öpücüğünü ondan alacağını söyleselerdi kamera şakası olup olmadığını sorardı. Ya da gayet soruyu soranı dövebilirdi. Aşık oldum işte. Hem de ona. Ve.. Duygularıma bağırıp çağırmıyorum. Neden ona aşık olduğumu sorgulayamıyorum bile. Sadece... Aşığım işte. Jin Ho'nun eli halen elleri arasında duruyordu. Hatta birkaç dakika önceki tutuşuna karşın şimdi resmen elini kapan gibi sarmıştı. Bırakmak istemiyormuş gibi. Üstelik elini tutuyor oluşuna bir şey demiyordu ve buna minnettardı. Söylediklerinde gerçeklik payı vardı elbet. Sabaha kadar bu şekilde durabilir ve Jin Ho'u izleyebilirdi. Jin Ho huzursuzca kıpırdanmaya başlayıp, bir şeyler geveleyince bu ortamdan ayrılmamak için çaba sarf etti. Uykulu bir sesle hatta uyku ve uyanıklı arasında olan o seslerden birini çıkarmaya çalışıyordu. Gözlerini kapatmış bitkin bir şekilde. "Jin Ho-sshi... Kıpırdama. O kadar yorgunum ki ayağa kalkacak gücüm yok... Konuşmakta bile güçlük çekiyorum... Uyusam... Uyusam..." Sesini güçsüzleştirdi ve kıpırdanarak sağa doğru yatıp uyku moduna girdi -girmiş gibi yaptı-.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    Love Song Empty Geri: Love Song

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho C.tesi Nis. 13, 2013 2:38 am

    Kızın uyuduğuna inandığında anca eğebildi başını. Boynunu oynattı. "Aish! Tutulacaktı neredeyse." diye fısıldadı. Eli hala Nana'ın eli arasındaydı. Gülümsemesine engel olamadı. Yaralı parmağını oynattı ve Nana'ın parmaklarını okşadı. Bu eli asla bırakmak istemiyordu. Dudaklarını yaladı ve uyku bastıran gözlerini zorlukla açtı. Normalde hemen uykusu gelen biri değildi ama bugün hatta bu gece yarısından sonra fazla yorulmuştu, Nana yormuştu. Elini Nana'ın sıkıca tuttuğu eli arasından çekti. O eliyle kızın bacaklarının altından geçirdi, diğer elini de Nana'ın boynunun altından. İyice kavradığında kucağına doğru kaldırdı onu ve yavaşça ayağa kalktı. Evden çok uzak değillerdi ama çok yakında değillerdi. Nana'ı eve kadar kucağında taşıyacaktı ya da yolun yarısında kızı yürütecekti. Ay ışığı ve lambaların aydınlatması arasında kucağında uyuyan bir kadın ile Jino ara sokaklardan Nana'ın evine doğru ağır çekimde ilerliyordu. Hayatında hiç böyle bir olay yaşamamıştı. Daha doğrusu Nana ile yaşadığı hiçbir şeyi daha önce yaşamamıştı. Kız onun dönüm noktasıydı ama artık o dönüm noktasını geçmişti. Yakında Nana ile olan tüm bağlantılarını koparacaktı, hissediyordu.

    RP SON.

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 8:46 am