P A Z A R
Günün ilk ışıkları odasının penceresinden usulca yüzüne düşüyordu. Yüzünde hafif bir tebessümle gözlerini açmadan yatakta kıvrıldı, gerindi. Fazla mutlu hissediyordu. Gözlerini yavaşça açıp, esnerken doğruldu ve boş boş odasına bakındı. Ryu Kin ve Ryu Su'nun yanında kalmalarına o kadar alışmıştı ki ilk başta çocuklar için bakındı odaya. Ama çocuklar teyzesinin eski eşinin kız kardeşi tarafından himayeye alınmıştı ve artık çocuklar onda kalıyordu. Kendisini bu konuda evin hastaneye yakın olmasından dolayı teselli ediyordu. Annelerini daha sık görebileceklerdi. Ayağına terliklerini geçirdi ve bir eli belinde diğer eli halen esneyen ağzını kapatmak için dudaklarını örterken odasından çıktı. "Tamam git git artık. Hadi ahjussi. Güle güle!" Jin Ho'nun sesi ile dün yaşananlar tüm canlılığı ile yeniden zihnine doluştu. Jin Ho evinde kalmıştı. Evinde. Hem yerde yatmayı göze alarak. Hem de kaşındıran bir judogi ile yatarak. Tabi üzerinde ki yeni kıyafetlere bakılacak olursa ahjussi -adını halen öğrenebilmiş değildi- ona eşyalar getirmişti ama Jin Ho bunun karşılığı olarak adamı kovuyor gibi görünüyordu. "Sen halen burada mısın? Evine gitsene.." Uyku sersemliği başına vurmuştu şimdi. Paytak adımlar ile tezgaha yaklaştı ve kahve hazırlamaya başladı. Sıcak suyu ocağa koyarken bir kez daha Jin Ho'ya döndü. "Bir bayanın evinde istenmeyek kalıyorsun. Çok yüzsüzsün. Bari iyi uyudun mu? Belki evin pireleri (!) dişlemiştir seni uykunda. Vücudunu kontrol etmeni öneririm." Ellerini yavaşça yanaklarına vurdu. "Suyu ocakta bıraktım dikkat et. Kaynadığında ocağı kapat." Banyoya girdi ve yüzüne birkaç kez soğuk su çarptı. Sonra gene paytak -ama daha açık- adımlar ile banyodan çıktı ve odasına yöneldi. Siyah taytını, kırmızı yuvarlak desenleri olan beyaz tişörtü ve salaş ama bir o kadar kalın bluzuda geçirdi. Kollarını yukarıya doğru sıyırdı ve kafasının tepesinde yamuk yumuk duran topuzu açtı ve düz saçlarını serbest bıraktı. Yeniden salona döndü ve ocağın üzerinde ki suyun neredeyse taşmak üzere olduğunu fark etti. Çevik bir hareket ile ocağını kapattı ve bir süre nefesini tutup bekledi. "JİN HO-SSHI! SANA OCAĞI KONTROL ETMENİ SÖYLEMİŞTİM!" Sıcak suyu kupaya doldururken söylenmeye devam ediyordu.