NOBLE BEAST

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    It's So Good [Nana's Home]

    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Ptsi Mart 11, 2013 8:03 am




      Ryu Kin'i kucağında taşıyan Jin Ho'ya kaçamak bakışlar atıyordu. Bugün gerçekten beklemediği kadar sıra dışı geçmişti. Teyzesi Soo Hee trafik kazası geçirip, ameliyat ihtiyacı duyarken doktorların 'Para Para Para' diye diretmelerinden bitap düşmüşken hiç beklemediği birinden yardım gelmişti. Jin Ho'dan. Hayat rutini o kadar hızlı değişiyordu ki. Dün Jin Ho kafede yüzüne bakmazken ve halen kızgın olduğunu ifadeleri ile beyan ederken, dünün akşamında teyzesinin yüklüce olan ameliyat masraflarını karşılaşmıştı. Belki de onu yakalamasa o yardımın Jin Ho'dan geldiğini ebediyen bilmeyecekti. 'Çok teşekkür ederim. Sana borcunu ödeyecem...Zamanla. Bana banka numaranı ver?' 'Borcunu ödemene gerek yok. O para benim sakız paramdı. Sadece bağış olarak düşün.' Sakız parası mı?... Jin Ho-sshi. Bunu aklına koymuştu. Elbet o hesap numarasını alacaktı ve kazandığı her parayı o hesaba aktaracaktı. Borçlu kalmak istemiyordu. Zaten bir dolu borcu vardı. Jin Ho-sshi bunu borç olarak algılama diyordu ama yapamazdı. Hayatta değer verdiği en önemli kişi teyzesiydi. Onu kaybetmesine engel olmuştu. Annesi ve babasının ölümünden sonra teyzesi onu sahiplenmişti. Küçük iki çocuğuna ve hayırsız kocasına karşın. Ryu Kin ve Ryu Su annelerinin kaza haberlerini dolaylı yoldan öğrenmişlerdi. Korkuyorlardı ve umutsuzlardı. Ta ki Nana onları hastaneden dışarıya çıkmaya ikna edip onu Kore'de eşi benzeri olmayan fıskiyelere götürünceye kadar... Aslında gene Jin Ho bu işe ön ayak olmuştu. Mesaj atıp fıskiyelere çocuklar ile beraber gelmesini söylemişti. Fıskiyelere gidene kadar bir dolu komplo teorisi oluşturmuştu. Diğer taraftan fıskiyeler ve bu... meydan ona Jin Ho ile ilk karşılaşmasını bariz şekilde hatırlatıyordu. Sadece beş gün içerisinde bir dolu şey gerçekleşmişti. Fıskiyelerin arasında sırılsıklam halde tebessüm eden Jin Ho'u fark ettiğinde bunun bir rüya olduğunu bile düşünmüştü. Jin Ho böyle görmek şok edici bir etki bırakmıştı. İlk olarak çocuk gibi... diye düşünmüştü. Sonra tabi bunu 'Islak Narsist Züppe Süper Kahraman' düşüncesine de çevirmişti. 'Hey çocuklar! Gelin buraya! Birlikte oynayalım! Çok eğlenceli.' Sessizca Jin Ho'nun halini izlemişti. Her ne hikmetse bu hali yüzünde sönmeyecek bir tebessüm oluşturmasına neden oluyordu. 'Oyun oynayacak havada değilim. Nasıl oynayabilirim? Annem... Annem hastanede ve doktorların düşündüğü tek şey para.' Ryu Su'nun omzunu sıvazladı. Çocuklar gerçekten kötü hissediyorlardı. Özellikle doktorun karşısında kendisini ameliyat için yalvarırken gördüklerinden beri. 'Bana bak genç bayan? Sen hep böyle kötümser misin? Neşelen biraz.' Jin Ho'nun farklı bir halini mi görünüyordu yoksa bunlar sadece rolden mi ibaretti bilmiyordu ama hep böyle biri olsa daha kolay olacağını düşünüyordu. Kolay? Neyin kolay olacağını? 'Lee Jin Ho-sshi. Onu rahat bırak. Havasında değil.' Çocukların bu halde olmalarına fazla içerliyordu ama... 'Gerçekten mi? Amerika'da böyle bir fıskiye hiç görmedim. Bu gerçekten mükemmel ve eğlenceli. Aısh. Beni kötümser havaya sokacaksınız. Hem burası yıkanmak için mükemmel. HADİ! HADİ! HADİ!' Neşeli Jin Ho. İlk kez kendisinden başka bir şeyi övüyordu ve daha ne olduğunu anlayamadan Jin Ho tarafından çocuklar ile beraber fıskiyelere sürüklenmişti. Çocuklar sadece etkiyi bekliyormuş gibi ikisi de fıskiyelere doğru koşmuşlardı. Kendisi de Jin Ho tarafından alı konularak fıskiyelere sürüklenmişti. Hatta bir ara Jin Ho'nun elini tuttuğunu fark ettiğinde eli ateş topuna dönmüş gibiydi. Bir dolu itirazda bulunmuştu tabi. 'Eylül'ün soğuk ayazlarından haberiniz var mı? Hasta olacağız!' Tabi itirazları ne çocuklar tarafından ne de Jin Ho tarafından dinlenmişti. Hoş itirazları pek kayda değer değildi. Yaz daha yeni bitmişti ve güneş halen kavuruyordu. Ya kendisi Jin Ho'u fıskiyelere doğru sürüklemiş ya Jin Ho kendisini. Sonunda hepsi sırımsıklak halde öylece kalmışlardı. Jin Ho'ya ve kendisine kahve alıp halen oynamaya devam eden çocukları izlerken mutlu hissediyordu. 'Çocukları mutlu görmek beni de mutlu etti. Teşekkürler Jin Ho-sshi.'

      Ve şimdi oturduğu eski apartmana giden yokuştan çıkarlarken halen şüpheli gözler ile Jin Ho'u süzüyordu. Çocukların ikisi de yorulmuşlardı ama mutluydular. Oturduğu apartman fazla eskiydi. Gerçekten eski. Neredeyse yıkılacak halde gibiydi. Üstelik oturduğu en üst kat -toplam üç kat vardı zaten- yağmur yağdığında su sızdırıyordu, döşemeleri çürüktü, kapı ve pencereleri örten demirler eskiydi, tesisat sistemi her saniye bozuluyordu. Ama... Annesinin ve babasının hatıraları ile doluydu. Apartmanın açık merdivenlerine geldiklerinde Ryu Kin'i Jin Ho'nun omzundan indirdi ve ablası ile yavaşça merdivenleri çıkmaya başladılar. "Jin Ho-sshi bugün için teşekkürler. Çocuklar gerçekten neşelendiler. En azından son olanlardan sonra... İyi gece-... NEREYE GİDİYORSUN?" Jin Ho merdivenlere doğru yönelmişti. 'Soğuktan donmak üzereyim ve halime bak. Halen ıslak kıyafetler içerisindeyim. Ayrıca karnım aç.' İtiraz etmesine fırsat kalmadan Jin Ho uzun bacakları ile birkaç basamağı daha hızla çıktı. JIN HO! BENİM-EVİME-Mİ-GİDİYOR!? Evet. Artık bunun bir rüya olduğundan kesinlikle eminim. Rahat bir şekilde ıslak montunu ve gömleğini sıyırıp, tenini parmaklarının arasında acı verici şekilde çıktı. "AISH!" GERÇEK!

    Jınho Going Into A Nana's Home:
    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Ptsi Mart 11, 2013 10:06 am

    Dün gizlice yapmaya çalıştığı bir iyilik -tam olarak iyilik değil, içindeki boşluğu kapatma isteğiydi- ortaya çıkmıştı. Yaptığı şeyi ayrıntı kaçırmaz Nana fark etmiş ve borcunu ödeyeceğine dair yeminler etmişti. Verdiği para gerçekten önemli değildi Jino için, sadece Nana'ı biraz olsun rahatlatmak istemişti. Onları fıskiyenin oraya çağırdığında da aynı his -Nana'ı rahatlatmak ve mutlu etmek- içindeydi ve ona göre hareket etmişti. İlk defa çocuklara karşı bu kadar nazik davranmıştı ve yine ilk defa bir kadına cinsel obje olarak değil de duyguları olan bir insan olarak görmüştü. Şaşıyordu Nana ile geçen her saniye düşüncelerinde ki değişikliklere ama engel de olamıyordu, olmuyordu. Islanmaktan ve ıslak olan her şeyden nefret ederdi oysa ki ama Nana ve çocukları beklerken onları eğlendirebilmenin yolunu fıskiye altında olduğunu düşünmüş ve nefret etmesine rağmen ıslanmıştı. Bu da bir ilkti mesela. Nefret ettiği bir şeyi isteyerek yapması. Nana ile kenarda oturup bir anlıkta olsa annelerinin zorda olduğunu unutup eğlenen çocukları izlerken kahvelerini de yudumluyorlardı. "Bu kahve pek iyi değil, bana bi daha kahve almak yerine yapmalısın Nana~shi." demişti gülerek. Bakışlarını ıslak Nana'dan ayıramıyordu. Seni nasıl diğer kadınlar gibi göremiyorum?

    It's So Good [Nana's Home] Tumblr_mawghcg40y1revws0o1_500


    Nana'ın evine doğru çıkan yokuşu yürürlerken öleceğni hissediyordu Jin Ho. İlk defa bir çocuk taşıyorum kucağımda, o da ölü gibi ağır. Kollarım kas yapsa bari.Nana'a yan yan bakıp "Bu çocuk salyasını pahalı ceketime akıtıyor, hissedebiliyorum. Iykk!" diye söylendi. Nana'ın kıkırdama sesleri yüzünden kendisi de gülmeye başladı. Evin önüne geldiklerinde çocuğu kucağından indirdi ve ilk olarak çaktırmadan ceketinin omzuna baktı. Önüne döndüğünde çocukların merdivenleri çıkışlarını kısa bir süre izledikten sonra Nana'a baktı. Nana teşekkür etmekle ile ilgili konuşurken Jin Ho merdivenlere yönelince kız tiz sesi ile durdu. "Soğuktan donmak üzereyim ve halime bak. Halen ıslak kıyafetler içerisindeyim. Ayrıca karnım aç." dedi ve Nana'ı beklemeden çocukların peşinden ve girdi. Çocuklar ışıkları açarken Jin Ho'da evin giriş kapısından evi genel bakış ile tarıyordu.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Ptsi Mart 11, 2013 11:03 am


      Jin Ho-sshi? Jin Ho-sshi?" Islak montunu çıkartmış elinde katlarken Jin Ho'nun kendisine baktığını fark etmişti. Donuk. Halde. Elini yüzünün önünde salladı. "Jin H-?" Hiç bir şey söylemeden geriye dönmüş ve evin içinde ıslak ıslak yürümeye başlamıştı. Yüzünde soru işaretlerinin oluştuğu bir gerçekti. Evi oldukça küçüktü. Fazla küçük. Kendisine ait bir yatak odası, bir zamanlar anne ve babasına ait olan oda, oturma odası ve küçük bir banyo. Sadece bundan ibaretti. Ve eşya kalabalığı da evi daha küçük gösteriyordu. Ayakkabılarını çıkardı ve terlikleri ayaklarına geçirdi. Çocukların eve ilk ziyareti değildi sonuçta o yüzden Jin Ho gibi meraklı meraklı zaten küçük olan evde dolaşmıyorlardı. "Ryu Kin doğru banyoya. Hızlı yıkan. Sıcak suyun ne kadar dayanabileceğini bilmiyorum. Islak kıyafetlerini banyo girişinde bırak. Odada senin için rahat bir şeyler bulurum. Ryu Su sende Ryu Kin'in ardından banyoya gir. Söylediklerim senin için de geçerli. Sonra benim odamda uyursunuz. Jin Ho-sshi... Sende şu terlikleri ayaklarına geçir de dolan. Ve... Hiç bir şeyi karıştırma. Lütfen." Talimatları verdikten sonra televizyonun yanında ki ısıtıcıyı odasına götürdü ve açtı. Çocukların sıcak odada uyumasını istiyordu. Zaten hasta olabileceklerinden şüpheliydi. Ayrıca her ikisi içinde rahat bir şeyler ayarladı. Odadan çıktı ve koltuğa kurulup televizyonun düğmelerine rastgele basan Jin Ho ile karşılaştı. Televizyon ekranı görüntü almıyordu. Elini sertçe televizyonun üstüne vurdu ve bir süre sonra yayın geldi. Jin Ho keyiflenmişçesine sırıtırken, kendisi de umursamazca başını sallamakla yetindi. Bir süre evde dolaşarak oylandı. Jin Ho'nun yanına oturup televizyon izlemeye cürret edemiyordu. Zaten Jin Ho'nun eve bakışı muhtemelen 'Nana-sshi tam bir kanalizasyon deliğinde yaşıyor!' olacaktı. Ryu Kin ve Ryu Su sonunda banyo işini hallettiklerinde yeniden hareketlenebileceği için mutluydu. "Karnınız aç mı? Dünden kalma lahana var. Ama ramen veya kimchi hazırlayabilirim. Ette var." Kendi karnı açtı ve muhtemelen çocuklar açtı. En azından karınlarını doyurup yatırmak istiyordu. Sabahtan beri tek lokma yediklerine emin değildi. Sadece pirinçle geçiştirmişlerdi. "Jin Ho-sshi. Hadi sende banyoya gir. Üstündekileri de çıkar." Jin Ho'nun tek kaşı havada çarpık gülümsemesi ile kendisine baktığını fark ettiğinde. "Yani... Çocuklar gibi. İçeride." Bakışlarını hızla kaçırdı. "Telefon görüşmesi yaptıktan sonra seve seve soyunurum." Çocukları odasına doğru sürüklerken Jin Ho'nun sözü ile omzundan geriye döndü ve kaşlarını çattı. Odadan çıktığında Jin Ho çoktan banyoya girmişti. Rahat bir nefes aldı. Kapınının hemen bitişiğinde duvarda ki çividen sallanan siyah kuşağa kaydı gözleri. Acı sadece anlık bir şekilde göğsüne yayılıp, kaybolmuştu. Ve. Kapı çaldı. Soru işaretleri ile ayağında ki terliklerden dolayı paytak paytak ilerledi ve kapıyı araladı. "MERHABA! LEE JIN HO?.. JIN HO BURADA MI? BEN AHJUSSI. Beni aradı. Kıyafetlere ihtiyacı varmış. Bende hemen geldim. Nana sen misin? Nana-sshi. Jin Ho senden bahsetmişti. Kapıyı açmayacak mısın?" Kapıyı açtı. Kel ve kendisi ile aynı boylarda olan orta yaşlı bir adamdı. Başının iki yanında kıvırık tel tel saçları vardı. Komik bir yüze sahipti. Elinde ki paketi koluna bıraktı. "Nana-sshi? Uygun kıyafetin yoksa bana sadece havluda yeter." Banyonun kapısı aralandı ve başında havlu kapının arkasına gizli vücudu ile kapı aralağından başını uzatmış Jin Ho göründü.

      It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lmmthmY9lH1qfakbgo1_500

      Elinde ki paketi Jin Ho'nun yüzüne doğru attı. "Ahjussi getirdi. Kıyafet istemişsin zaten. Havluya gerek yok. Tüh..." Alayla Jin Ho'ya baktı. "Nana-sshi. Karnım aç. Git bana yemek hazırla." Neredeyse bu ıslak kıyafetler ile bütünleşmiş hale gelecem ve o bana yemek hazırla diyor. Neden bu saate bir kadının evinde olduğunu kendisine sormuyor mu? Sormaz tabi. Alışkın. Sadece... Alışkın olduğu işi yapmıyor bu gece. Mutfak dolaplarını karıştırmaya başladı. Ramen, kimchi için sebze, et, soya sosu... "İstersen Nana-sshi yemek konusunda yardım edebilirim. Jin Ho'nun aşçıcı sayılırım. Tabi yakınız birbirimize. Sadece benim yemeklerimi yer." O zaman neden bana yemek hazırla dedi Ahjussi? Sadece tebessüm etti ve onayladı. Kimchileri kendisi hazırlıyordu. Ahjussi -adını da sormamıştı ama adam rahat görünüyordu- evde olan diğer malzemeler ile bir şeyler yapamaya çalışıyordu. Lahana, ramen... Soya peyniri? Sonunda Jin Ho üzerinde her zaman ki marka (!) kıyafetlerinden biri ile çıktı ve gerindi. "OH! SONUNDA! SONUNDA!" Kimchi kaplarını tezgaha bıraktı ve koltuğun üzerine bıraktığı kıyafetlerini kaptığı gibi hızla banyoya koştu. Üzerinde ki ıslak kıyafetleri hemen çıkardı ve vücudunu -Jin Ho'nun uzun banyosu yüzünden- soğuk - ılık - sıcak karışımı suya bıraktı. Daha fazla suyun sıcaklık değişimine dayanamayacağını fark ettiğinde çıktı ve kıyafetlerini giydi. Islak saçlarını kuruttu ve kapşonu kafasına geçirdi. Aynada ki aksi ona fazla... Şirin olduğunu söylüyordu. Banyodan çıktı. "Demek çıktın Nana-sshi. Jin Ho çatıda yemek istediğini söyledi. Çocuklar orada bir bankın olduğunu söyleyince... Yemekleri yukarı çıkardım. Sende yetenekli bir aşçı olabilirsin ama... Jin Ho sadece benim yemeklerimi sever. Çocukluğundan beri. Neyse. Benim gitmem gerekiyor. Çocuklar ve Jin Ho yukarıda. İyi geceler Nana-sshi." Adam deli deli gülümseyerek evden çıktı. Peki. Tezgahın üzerinde ki son tepsiyi aldı ve ayaklarına kolay giydiği spor ayakkabılarını geçirip yukarıya çıktı.

      It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lr42xoU7UE1r0cmh2o1_r1_250It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lr42xoU7UE1r0cmh2o2_r1_250
      It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lr42xoU7UE1r0cmh2o3_r1_250It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lr42xoU7UE1r0cmh2o4_r1_250

      Çatıya hızla çıktı. Asılı çamaşırların arasından geçerek ilerde çocukların ve Jin Ho'nun oturduğu banka doğru ilerledi. "Sizin pirinç yemeniz lazım. Alın alın." Öylece durdu. Jin Ho kimchilerin pirinçlerini çocukların tabaklarına aktarıyor, etleri de kendi tabağına aktarıyordu. Tepsiyi masaya koydu ve Jin Ho'nun habu hupur yiyen umursamaz tavrına karşılık omzuna sertçe vurdu. "JIN HO-SSHI! NEDEN ÇOCUKLARA PİRİNÇLERİ VERİP ETLERİ ALIYORSUN!" "NANA-SSHI! ELİN ÇOK AĞIR! HEM ÇOCUKLAR ET YEMEK İSTEMEDİ!" Nana soru soran gözler ile çocuklara baktı. "Noona et yemek biz istemedik." "Oppa bu yüzden etleri ayırıyor." Dudaklarını birbirlerine bastırdı ve yerine oturup huzursuzca kıpırdandı. "Bilip bilmeden çok fazla iş yapıyorsun. Dinlemeyi öğren Nana-sshi." Gözlerini devirdi. Jin Ho ona ders falan mı veriyordu? Bir anda kibarlık abidesi olmuştu. Oysa her dakika kaba konuşan sapkın birinin tekiydi. Ama... "Tamam. Tamam. Özür dilerim Jin Ho-sshi."

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Çarş. Mart 13, 2013 7:24 am


    Tuvaletimden bile küçük burası. Ev hakkında düşündüğü ilk şey buydu. Yüzüne düşen hayal kırıklığını ve şaşırma mimiklerini Nana görmeden kaldırdır ve mimiksiz bir surat yarattı. Evin içine iyice girip gözleriyle iyice etrafı didik didik etmeye başladı. Minik bir kutu gibi, kendimi kutuya konmuş tek boynuzlu at gibi hissediyorum. Hayvan olarak hissedeceksem en mükemmel, herkesin sahip olamayacağı bir hayvan olmalıyım. Alt dudağını sarkıttı ve ayaklarını sürüyerek minik girişin tam ortasına geldi o sırada Nana'ın eve girmesi üzerine dikkatini kıza verdi. Yutkundu çünkü kızın bu hali... Hyuna'ın Chance klibindeki suda ıslanmış hali gibi. Aish! kendine gel Jino. O senin tipin değil, fakir bir kere. Gözlerini kızdan çekmeye uğraşıyordu ama Nana'ın da bakışları kendisine kilitlenince tedirgin oldu ve hemen gözlerini çekti.

    It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lr9antsNTw1qfakbgo1_500
    Nana tam bir patron edasıyla çocuklara emirler yağdırırken Jin Ho'da ellerini birbirine sürterek odanın içinde dolanmaya devam etti. Bir takım eşyaların üzerinde olan pembe minik kağıtları görünce kaşlarını çattı ve pembe kağırlardan birini aldı. Kağıdı incelerken "Fakirler evlerini böyle pembe kağıtlarla mı süslüyor? Awkward."diye fısıldadı ve kağıdı yerine bıraktı. Kollarını açıp gerinirken ıslak kıyafetleriyle koltuğa yanaştı. Benim gibi mükemmel birini daha önce taşımamış olabilirsin ama şimdi oturacağım ve bana dikkat et tamam mı? Eskisin galiba ya da modan geçmiş. Ama sağlam ol. Koltuğa karşı içinden konuşuyordu, yavaşça koltuğa yanaştı ve gerçekten yavaş bir şekilde koltuğa oturdu. Gözlerini sıkıca kapattı ve düşmeyi bekledi. Ama koltuğun sağlam olduğunu anladığında derin bir oh çekip arkasına yaslandı. Koltuğun yanındaki minik sehpanın üzerinden kumandayı buldu ve televizyonu açmaya çalıştı. Düğmelere basıyordu ama televizyondan canlılık belirtisi gelmiyordu. "Acaba bu da ilk televizyonlar gibi yanında gidip düğmesiyle mi açılıyor?" dedi ama o sırada Nana'ı odadan çıkarken gördüğü için sustu ve kumanda ile uğraşmaya devam etti. Nana televizyonu açtığında dudağını büktü ve sert kızın sertlik seven televizyonu, diye düşündü. Banyoya girme sırası Jin Ho'a geldiğinde seslice yutkundu. İlk önce cılız kız sonra da salyalı çocuk. Onların ardından o banyoyu nasıl kullanabilirim. Niye tek banyo var ki? Eğer ben banyo yaparken çocuklardan birinin çişi gelirse.... Nana gelebilir ama mükemmel vücudum küçük çocukların bünyesi için şok etkisi yaratabilir. Cebindeki telefonu çıkardı ve aklına gelen ilk ismi aramak için Nana'a bir şeyler geveledi. Aslında daha fazla burada kalmak istemiyordu ama bir yandan da istiyordu. Burası... Eğlenceliydi. Nana çocuklarla birlikte ortalıktan kaybolunca telefonundaki hızlı aramayı tuşladı ve çocukluğundan beri onu annesi gibi gördüğü -aslında o bir erkek- Park San Sun'ın -ismi bile kıza benziyordu- açmasını bekledi. Hayatında sadece bu adama güvenirdi, bu adamı bile tam olarak sevmiyordu. Jin Ho hayatında ki kimseyi tam olarak sevmiyordu. Bu adama güvenirdi sadece ve bazen çeyrek derecede severdi. Jin Ho'dan daha beter baş belasıydı. Ama Jin Ho bir tek onun yemeklerini hiç tereddüt etmeden yer, hiç düşünmeden onun minik ve dağınık evinde kalabilirdi. Bu adamı nereden ve nasıl tanıdığını hatırlamıyordu ve San Sun geçmiş hakkında konuşmayı sevmediği için hakkında da pek bir şey bilmezdi. Bildiği şeyler; mükemmel yemek yapabildiği, tam bir deli olduğu ve Jin Ho'ın ne zaman başı sıkışsa bu adamı rahatlıkla arayabileceği. Şimdide üçüncü durumun bir değişiği yaşanıyordu, kıyafete ihtiyacı vardı ve kesinlikle San Sun yardımına koşacaktı. "Jino'ın Süperman'i buyrun." Jin Ho alışıktı onun bu şekilde telefonu açmasına. Kumandayı kenarı bırakırken "Sun mama! Acilen kıyafete ihtiyacım va-" cümlesini tamamlayamadan Sun sözünü kesti. "Yine hangi kızın koynundasın? Dur tahmin edeceğim. Çakma bir sarışın. Tahminim tuttu muuuuğ?" Jin Ho kıkırdadı ve alınmış gibi yapıp "Aaa! Ben öyle biri miyim?" dedi ve koltuktan kalktı. Nana'ın bulunduğu odanın kapısına bakarken "Hem ben kendim gibi doğallardan yanayım. Çakmalar ucuz gösteriyor." dedi ve birden titredi. Adamın kahkahasını dinledikten sonra mevzuya girmenin zamanı olduğunu düşündü ve "Sun mama, şuan Nana diye bir kızın evindeyim. Kim Nana. Ama öyle düşündüğün gibi değil, yani fakir kız. Anlatabildim değil mi? Tip-" cümlesini Sun tamamladı. "Tipin değil biliyoruz. Eeee o evde ne işin var? Zengin züppelerden sıkılıp hayatın alt tabakalarına mı inmeye karar verdin?" dedi Sun alayla. Jin Ho televizyonun üzerindeki pembe kağıtla oynarken "Hehe evet! İlk senle başlamıştım ya, şimdi bu kıza geçtim. Neyse konuyu dağıtma. Şimdi bana kıyafet lazım. Sen bana dolabımdan en seksi kıyafetlerimi getiriyorsun ve sana mesaj atacağım adrese geliyorsun. Unutma Kim Nana kızın adı. Hadi byeee." dedi adamın yüzüne kapattı. Islak saçlarını elleriyle karıştırıp banyoya girdi ve ılık hava yüzünü ısındırdı. Üzerindekileri çıkarıp kenara koyduktan sonra minik çekmeceleri karıştırdı ve bir tane büyük havlu diğeri de küçük havluyu duşun kenarına koyup kendini sıcak suya attı. Uzun bir duş sefasının ardından -kabul etmeliydi ki küvet dışında banyo yapınca yoruluyordu- kapının çaldığını duyduğunda hızla duşunu bitirip saçlarını havluyla kuruladı ve diğer havluyu da alt kısmına sarıp kafasını banyo kapısından uzattı. Sonunda giyinip çıktığında kendini daha iyi hissediyordu, çünkü ISLAK değildi. Islaklıktan hoşlanmam, hangi akla hizmet bugün ıslandım ki? Neyse pişman değilim en azından. Çocuklarla birlikte terasa çıktığında havanın güzelliği arasında kollarını açtı ve gerindi. Çocuklara bakıp "Hadi ininde amcanın yemekleri taşımasına yardım edin bakalım." dedi ve çocukları yolladı. Koca terasta tek başına kalmıştı. Işıldayan şehre bakarken düşündü. Bugün dönüm noktamdı, değil mi anne? Çocukların yemekleri Sun ile yukarı taşıması üzerine masa hazırlandı ve Sun gideceğini söyleyerek aşağı indi. Çocuklara pirinç servisi yaparken "Çocuklar, benim gibi biri ilk defa başka birine servis yapıyor. Daha kendime bile doğru düzgün servis yapmamışımdır. Kıymetini bilin ve bu yüzü unutmayın tamam mı?" dedi. O sırada Nana gelip kendisini yanlış anlayınca ve çocuklarda doğruyu gösterince Jin Ho'ın yüzüne ben mükemmel olmakla kalmayıp her zaman haklıyımdır da, gülümsemesi kondu ve Nana'ın özür dilemesini şımarık tavırlarla dinledi. "Bu güzel yüze iftira atman, sana iki kahveye patlayacak." dedi ve bir et daha ağzına attı. Tadı nefisss~


    En son Lee Jin Ho tarafından Salı Nis. 30, 2013 5:46 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Çarş. Mart 13, 2013 9:48 am


      İstemsizce gülümsedi ve Ryu Su ona imalı bir bakış atarken -küçük bir kız olmasına karşın- Nana öksürme ihtiyacı hissetti. Tabi bu sırada Ryu Su'da gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Hava soğuk değildi ama çocuklar konusunda temkinli davranması gerektiğini düşünüyordu. Dışarı fazla kalmamalarından yanaydı. Gümüş çubuklardan birini etlerden birine doğru götürdü ve eti tam alırken Jin Ho'da aynı eti kendi çubukları ile kavramıştı. Kısık gözler ile yavaşça döndü. Muhtemelen üzerinde ki kıyafeti ile miyop bir kediyi andırıyordu. "Etimi-Bırak." Daha bir dolu daha vardı ama eti Jin Ho'ya bırakmak niyetinde değildi. Zaten çoğusunu çoktan midesine indirmiş ve boşboğazlık ediyordu. "Jin Ho-sshi. Etimi bırak." Halen daha ağzı et doluyken nasıl yeni eti daha ağzına tıkıştırmayı düşünüyor. Obur meymenetsiz. Hem neden?... Benim yaptıklarımı yiyor. Ahjussinin yaptıkları halen kenarda. Etler ve kimchiler. Onları ben yaptım. O etleri iki gün beklettim ve sosladım ve hepsini yiyor! ETLER NE KADAR PAHALI HABERİ VAR MI? YOK ELBET! "Jin Ho-sshi... Neden Ahjussinin yaptıklarını yemiyor benim yaptıklarımı yiyorsun? Bunu duysa çok üzülürdü. İçeride sadece onun yemeklerini yediğinden bahsediyordu." Dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. Belki de Ahjussi yaptı diye yemekleri hapur hubur götürüyordu. Hahahahahahaha. Onları ben yaptım... Umarım kusmaz. Keskin bakışları ile Jin Ho'yu izlemeyi sürdürdü. Çocuklarda bu görüntüden fazla eğleniyor gibiydiler. Hızla parmaklarının arasında tuttuğu çubukları ile eti aldı ve ağzına attı. "Mükemmel! Çok güzel yapmışım değil mi? Etlere bu tadı verene kadar canım çıktı Jin Ho-sshi.. Sende beğenmiş gibi görünüyorsun." Gözlerini Jin Ho'nun üzerinden ayırmıyordu. Açıkçası ne yapacağını içten içe merak ediyordu. Muhtemelen çemkirmeye başlayacak ve hiç lezzetli olmadığını söyleyecekti. Hatta tüm bu etleri zehirlenmesinler diye çocuklardan önce yediğini bile söyleyebilirdi. Kaçış noktası arayacaktı. Ama Nana emindi. Etlere, kimchiye bayılmıştı. Çubukları Jin Ho'ya doğru salladı ve ona doğru eğilerek alayla tebessüm etti. "Jin Ho-sshi.. Dilini mi yuttun?"

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Çarş. Mart 13, 2013 10:22 am

    Nana onu kıskıvrak yakalamıştı, ne kadar inkar etmek -etler pahalı mı yoksa ucuz mu diye kontrol ediyordum, etleri ahjussi yaptı sanmıştım, çocuklar yemek istemeyince çöpe dökme diye tatlarına bakıyordum gibi şeyleri de söylemeyi düşünmüştü- etlerin güzel olduğunu hatta hayatında yediği en güzel etler olduğunu kabullenmişti. Bu yüzden işi pişkinliğe vuracaktı. Etlerden birini daha ağzına atıp keyifle çiğnerken ağzını kocaman aça aça "Bana borcunu ödemek için o kadar diretiyordun ya işte buldum." dedi ve kahkaha attı. Ağzındaki eti bitirdikten sonra kendisine şaşkınca bakan Nana'ya yaklaşıp "Bana her gün." işaret parmağını dudağına hafifçe vurup düşünüyormuş gibi yaptı. "Yok her gün aynı yemeği yiyemem ben." dedi ve bir et daha ağzına atıp -böyle duraksaya duraksaya konuşarak Nana'ı sinirlendirmeyi istiyordu, bir yandan da kıs kıs gülüyordu- "Haftada iki kere bu etlerden, her gün de özel kahvenden yaparak borcunu o şekil tamamlayabilirsin. Benim için öylesi daha güzel." dedi ve kızın kedili şapkasını sevdi. Üzerindeki şeyle çok.. Şirin olmuştu Jin Ho'a göre. Neyse ki şirin kızlar tipim değil, seksi kızlar tipim ve Nana bu haliyle seksilikten çoooook uzakta.

    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Çarş. Mart 13, 2013 10:48 am


      Tek kaşını havaya kaldırarak baktı. Bunu beklemiyordu. Aslında bekliyordu. Pişkinlik yapacaktı ama borç konusuna dayandıracağı aklına gelmemişti. Er geç o hesap numarasını almam gerekecek. "Demek öyle. Ama itiraf etmelisin. Duymam gerek. Etlerim hoşuna gitti mi? Yoksa sadece borç için mi böyle diyorsun? Şayet öyleyse... Etlerini bu tatta yapabileceğimden emin değilim." Bu oyun bozanlık sanırım Jin Ho'dan bana geçti. Hahahahaha. Oturduğu yerde Jin Ho'nun yanına daha fazla kaydı ve baktı. Kedicik Zamanı! Rol yapacağını düşünsede Jin Ho'ya bakarken gerçekten içten bir şekilde tebessüm etti ve kedi bakışları atmaya çalıştı. İlk tanıştığımızda bana böyle bakışlar atıyordun hatırlıyor musun? Tabi o zaman sapık olduğunu düşünmüştüm. "Hadi Jin Ho-sshi söyle. Birkaç kelimelik bir cümle. 'Nana-sshi yemeklerin bir harika. Bayıldım! Bayıldım!' diyeceksin." Etlerden birini çubuklar ile kavradı ve Jin Ho'ya doğru götürdü. "Et Jin Ho-sshi et. Hadi söyle. Çok güzel değil mi? Sıcak ve lezzetli." Eti Jin Ho'nun dudağına doğru yaklaştırdı. "Noona? Ne yapıyorsun? Hyungu etkilemeye mi çalışıyorsun?" Ryu Kin'in sözleri ile duraksadı ve başını yavaşça çevirip çocuğa baktı. Ryu Su'da gülmemek için kendisini sıkıyordu. "Ryu Kin! Nasıl konuşuyorsun öyle? Ben sadece Oppa'ya-... Jin Ho-sshi'ye etlerimin lezzetli olup olmadığını soruyorum." Eti Jin Ho'ya vermekten vazgeçip ağzına attı ve geri çekildi. Umursamazda yeniden yemekleri ile oyalanıyormuş gibi görünmeye çalışıyordu. Etkilemek mi? Hiçte bile. Sadece etlerin lezzetli olup olmadığını soruyordum? O yüzden... Kedi gibiydim. Kedi gibi mi? O yüzden yoksa neden Jin Ho'nun yanına sokuliyim? Ryu KİN! RYU KİN! Çocuk aklınla. Ryu Su sokuyor zaten bunları kafana. Ben size odada göstericem. Jin Ho'ya doğru kaçamak bir bakış atmaya çalıştı ama cesaret edemedi. En iyisi kuzuların sessizliğine dönmek.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Perş. Mart 14, 2013 3:03 am

    Nana kendisine yaklaştıkça bir gerçek yüzüne vuruyordu. Jin Ho'ın kabul etmek istemediği bir gerçek. Böyle sevimliyken bile bana çekici geliyor. Yutkunuyor ve kendisine daha fazla yaklaşan kıza karşı gözlerini kaçırıyordu ama bu gerçek onu yakmaya başlamıştı bile. Kesinlikle dengemi bozuyorsun Kim Na Na! Ryu Kin'in araya girmesiyle derin bir nefes aldı ve terlediğini hissetti. Dünya birden onun duygularını değiştirmişti, Jin Ho asla sevimli kızlara bakmazdı ama yanında küçük bir kedi gibi duran Nana onu heyecanlandırmıştı. Durumu fark ettirmemek için küçük çocuğun söylediği şeye gülüyormuş gibi yaptı. Başını çevirdi ve koluyla yüzündeki terleri sildi. burası fazla sıcak oldu, üzerimdeki çık- AAAA! Hayır o zaman Nana heyecanlandığımı anlar. Zeki kız. Aha işte ondan hoşlanmamam için bir sebep daha; ben zeki kızları sevmem. Baş parmağını havaya kaldırdı ve Nana'ı şaşırtmanın daha eğlenceli olacağını düşünerek "Aferin Nana~shi. Kısacık boyunla tezgaha yetişip bu güzel etleri pişirdiğin için." dedi ve kahkahasını bastı.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Perş. Mart 14, 2013 3:55 am


      Yüzünü buruşturarak Jin Ho'ya baktı ama hiç bir şey söylemeden yeniden yemeğine döndü. Kimchiyi yemekle meşgul olmalıyım. Jin Ho'da yemeğini yesin. Çocuklarda yemeğini yesin. Kısa boymuş! NEDEN KENDİSİNİ ZÜRAFA! ASIL ONUN BOYU FAZLA UZUN! Jin Ho'nun kahkahası havada asılı kalmıştı ve soğuk savaş dönemine benzer halde yemeklerini yemeye devam ettiler. Ara ara kimchiyi silip süpüren Jin Ho'ya bakıyordu. Neyse. Fazla uğraşmaya değmez. Bayıldığı belli oluyor. Ahjussi yanıldı. Benim yemeklerimi de yiyor. Hatta daha önce hiç böyle yemek yememiştir. Kendi kendisine gülümsemeye başladı. Keyfi yerine gelmişti. "Unni... Neden kendi kendine gülümsüyorsun?" Ryu Kin kendisine bitkin düşmüş kısık gözleri ile bakıyordu. "Çünkü mutluyum... Hadi seni yatağa götürelim. Uyku zamanı küçük bey." Kalktı ve Ryu Kin'i kucağına aldı. Küçük oğlan Nana'nın başına omzunu koyması ile gözlerini kapatmıştı. Başını okşadı. "Ryu Su yemekler -özellikle de etler- bittiğine göre eşyaları mutfağa taşır mısın? Bende Ryu Kin'i yatırıp gelicem." Ryu Su kafasını salladı. Jin Ho'ya kısa bir bakış attıktan sonra gerisin geriye dönüp, çatıdan inmek için merdivenlere yöneldi. Kilitlediği evin kapısını açtı ve içeriye usulca girip, ışıkları yaktı -bir taraftan da Ryu Kin'i kucağında tutuyordu- odasına yöneldi ve çocuğu yorganlar ile sarmalanmış yatağa yatırdı. Isıtıcı odayı ısıtmıştı. Ayağının ucu ile ısıtıcının tuşuna basarak kapattı ve sessizce odadan çıktı. Ryu Su'da peşinden gelmiş bir kaç boş tabağı tezgaha koyuyordu. Banyodan içeriye girdi. Jin Ho'nun ıslak takım elbisesi yumak gibi banyonun bir köşesinde duruyordu. Bu takımı çöpe atabilirim. Bir da bunları giymeyeceğinden eminim. Jin Ho'nun ne yapıp ne yapmacağını emin görünüyordu. -Ve gene kendi kendisine gülümsüyordu- En azından böyle yumak halinde kalmasın. Yumak halinde halen sırımsıklak olan takımı aldı ve geniş pembe sepetin içine attı. Banyodan çıkarken Ryu Su yeniden elinde kaseler ile içeriye girdi. "Topladın mı hepsini? Jin Ho-sshi nerede? Yardım etmedi değil mi? Hiç aklına gelmemiştir. Hadi bırak onları tezgaha sende uyu. Bugün fazla yoruldunuz. Sabah zombilere dönmenizi istemiyorum. Anneni ziyaret edeceğiz." Ryu Su'ı başından öptü. Tam evden çıkacakken- Kahve yapmalı. Dolaptan birkaç kahve paketi çıkardı ve sıcak suyu ocağa koyup ısıttı. Jin Ho'nun kahvelerine neden bu kadar bayıldığını anlamıyordu. Normal paket kahvelerden hazırlıyordu. Sadece üzerine sıcak su koyuyordu. İki büyükçe kupa çıkarttı ve masaya yerleştirdi. Bu sırada Ryu Su'da yatmak için odaya girmişti. Bir süre bekledi. Ardından suyu paketleri içine boşalttığı kupalara döktü. İki kupayı da sıkıca kavradı ve evden çıkıp hızla çatıya çıktı. Dengesini o kadar iyi muhazafa ediyordu ki kahveler dökülmemişti. "Jin Ho-sshi? Jin Ho-shhi?" Çatı kenarında bakarken onu buldu. "Al bakalım." Sıcak kahve bardağını Jin Ho'nun ellerinin arasına bıraktı ve çatının kenarında ki geniş sallanan koltuğa oturup kahvesinin kokusunu içine çekti. "Aigoo! Aigoo!" Ayaklarını havaya kaldırıp sallanmaya başladı bir taraftan da kahvesini iki elinin arasında tutuyordu. İçten bir şekilde yüzünü kaplayan bir gülümseme ile Jin Ho'ya baktı.

      It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lm6lx8FszE1qfakbgo1_500

      Cute Nana:
    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Perş. Mart 14, 2013 9:24 am

    Nana ve çocuklar çatıdan çıkınca salıncağa oturdu ve hafifçe sallanmaya başladı. Aslında gitmesi gerekiyordu ama canı burada olmak istiyordu. Elleriyle saçlarını karıştırdı ve "Nasıl çekici gelebilir?!" hala o konudaydı. Başını arkaya attı ve boşluğa geldiği için boğazı acıdı. Başını düzeltip eliyle boynunu düzeltti. "Acıdı!!! Boyum bu salıncağa göre uzun. Herşeyi kısa bu kızın. Sarı cüce!" Salıncakta bir daha kaykıldı ve başını salıncağın sırt kısmına yasladı. "Aman ne rahat!" salıncaktan hışımla kalktı. Üzerindeki pardösüyü düzeltirken çatının kenarına yaslandı. Düşünemiyordu, beyni mola vermişti. Duyguları ise sanki içinde deprem oluyormuşcasına telaşta, etrafa koşturup duruyordu. Neler yapıyorum?! Eski Jino nerede? O sırada Nana'ın gelmesini sanki Victoria Secret mankenlerinden birinin geliyormuş hissi vermesi Jin Ho'ı daha da tedirgin etti. Gözlerini sıkıca yumdu ve eli arasında sıcak bir şeyi hissedince gözlerini açtı. Kendine gel Jino! Nana'a baktığında salıncakta oturmuş keyifle mırıldanarak kahvesini içerken gördü. Elindeki kahveye baktı. Acaba bunlar yüzünden mi Nana bana çekici geliyor? Dudağını büktü ve bakışlarını gizli bir iş yapıyormuş gibi yavaşça Nana'a kaldırdı. Kızın kendisine kocaman gülümsemeyle baktığını gördüğünde bakışlarını hemen kahvesine indirdi. Hızlıca bir yudum aldı ve ağzı yanması üzerine lanet okuyarak kahveyi kenarı koydu ve eliyle ağzına rüzgar yapmaya başladı.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Perş. Mart 14, 2013 9:57 am


      "Jin Ho-sshi kahvenin sıcak olduğuna dikkat etmelisin. Sonra dilin yanar. Hatta büyük bir yudum almışsan... Almadın değil mi? Pelte pelte bir şeyler gevelemeni istemem." Bilmiş bir tavırla başını salladı ve kendi kahvesinden küçük bir yudum aldı. Sıcak kahveyi seviyordu. Hafif bir yanık hissini dilinde hissetmiş olsa dahi keyifle gülümsedi. Ayaklarını havaya kaldırmış bir ileri bir geri salıncakta sallanmaya devam ediyordu. Başını geriye yasladı. Ayın önüne kocaman kocaman bulutlar geçmişti. Sonbahar yavaş yavaş etkisini gösterecekti ve böyle keyifli gecelerde yaza kalacaktı. Çatıda oturmayı seviyordu. Apartmanın diğer sakinleri de çatı ile haşır neşirdi. Bazıları çamaşır asmaya gelirdi bazıları da yemek yemeye. Bazıları çatıdan küçük çaplı Seul'un varoş yakalarına bakardı. Merkezin ışıkları. Bazıları da -özellikle Nana gibi olanlar- salıncağa oturur gökyüzünü izlerdi. Günler sonra kendisini gayet keyifli hissediyordu. Ve gene Jin Ho sayesindeydi. Çocukları ve kendisini o fıskiyelere çağırmasa, deli gibi ıslanmasalar, evde yemek yemeseler bu kadar keyifli olacağını sanmıyordu. Teyzesinin durumu da iyiye gidiyordu. Daha iyiye gidecekti. Başını kaldırdı ve Jin Ho'nun kendisine baktığını fark edince "Ne oldu? Neden öyle gözlerini dikip bakıyorsun? Üzerimde böcek falan mı var yoksa?!" Hızla üzerinde ki kıyafetlere göz gezdirdi. Böceklerden-Nefret-Ediyordu. Şükürler olsun. Kahvesinden yudum alırken yeniden Jin Ho'ya baktı ama bakışları buluştuğunda hızla gözünü başka yere çevirmesi ve saniyelik fark ile hareket etmesi ile duraksadı. Merakla arkasından bakındı.

    It's So Good [Nana's Home] Tumblr_lrbxuu8s1l1qjwrjwo1_500
    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Cuma Mart 15, 2013 3:35 am

    Kıza bakmaktan onun hakkında düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Hani çok istediğin bir kadın olur ama o kadın elinde sadece bir resimden ibarettir yani imkansızdır ya işte öyle bakıyordu Nana'a. Çünkü Nana imkansızdı Jin Ho için. Nana gibilerle takılmaz, uğraşmaz, kadın olarak bile görmezdi. Ama Nana? Neden kafam böyle karışıyor? Kore havası çarptı beni kesinlikle, ya da Tanrı ile küsüm diye? Dili hala yandığı için dışarıdaydı ve başını yukarı kaldırdı. Tanrı?! Oradasın biliyorum. Bak bana kötü davranma. Dünya üzerindeyim diye bu kadar mutlu dönerken sen bana gıcıklık yapıyorsun! Dengim olmayan biri niye bana çekici gelebilir? Yapma tamam mı? Ben senden biraz daha yakışıklı olurum tamam? Kabul? Etmezsen yüzümü unut. Tanrıya inanan veya ona inanma ihtiyacı duyan biri değildi, evren ve bilgileri gibi şeyler Jin Ho'ı ilgilendirmiyordu. O sadece kendisi ile ilgilenir ve hayatını yaşardı. Hiç bir zaman dua etmemişti mesela. İhtiyaç duymamıştı çünkü. Bakışları yine Nana'a kaydığında kalp atışlarında santimlik bir oynama hissedince hele de kızla göz göze geldiklerinde daha fazla dayanamayacağını anladı ve çatının çıkışına ilerledi.Telefonunu aşağıda bırakmıştı. Eve girdi ve telefonunu aramaya başladı. Gitmesi gerekiyordu yoksa Nana ile ilginç fikirler aklında cirit atmaya devam edecekti ve Nana'a baktıkça büyüyecekti.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Mart 15, 2013 5:51 am


      Hızla salıncaktan kalktı ve Jin Ho'nun peşinden yürümeye -aslında koşmaya çünkü Jin Ho'nun adımları fazla.. büyüktü- başladı. Kahve bardağını da halen elinde tutuyordu ve neredeyse bardağın dibinde kalan kahve üzerine dökülecekti. Aslında bir miktar dökülmüştü ama görmemezlikten geliyordu. Bardağı hızla tezgaha bırakıp elleri belinde Jin Ho'ya döndü. Bir şey arıyor gibi etrafta dolanıyordu. "Ne oldu? Bir şeyimi bıraktın? Unuttun. Jin Ho-sshi? Sanki burada yokmuşum gibi davranman hoş değil. Burası benim evim... Takım elbiseyi mi istiyorsun? Ne aradığını söylesen yardımım dokunurdu." Ama Jin Ho'nun karşılık vermemesi ile boş boş konuştuğunun farkına vardı. Pekala güzel! Burada hiç yokmuşum gibi davran. Şimdi ne oldu buna? Kahvemi hoşuna gitmedi. Her zaman ki gibi yaptım. Sıcak su, paket, kupa. Zaten fazla küçük olan salonun etrafında dolaşıyordu. Koltuktaki bir dolu peluş oyuncağı, yastığı kaldırıyor, bakıyor, bakıyor. Yanakları şişirip ağını yere vurmaya başladı. "Jin Ho-sshi?" Hızlı hareket edip Jin Ho'u kolundan yakaladı ve kendisine bakmaya zorladı. "Dilini mi yuttun!? Kahve o kadar sıcak... O kadar sıcak sayılmazdı. Herhalde büsbütün yanmadı dilin. Hem ne arıyorsun? Söylesene." Sözlerinin sonuna doğru sesi cılızlaştı ve kesildi. Aralarında ki o garip elektrik oluşmaya başlamıştı. Derin bir nefes aldı ve Jin Ho'nun kolunu bırakıp birkaç adım geri çekildi. Yüzünü aşağı eğip, umursamazsa ayağının ucunu yerde daire şekilde oynatmaya başladı. "Her neyse. Ortalığı fazla karıştırma ve çocukları uyandıracak sesler çıkarma." Sonra tezgaha doğru yöneldi ve kaseleri lavabonun içine koymaya, kalan yemekleri de sıkıca kapatıp küçük buzdolabına tıkmaya başladı.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Cuma Mart 15, 2013 6:28 am

    Lanet olası telefon nerede?! Her yeri karıştırıyordu ama sanki telefonu Tanrı almışta Jin Ho'a oyun oynuyordu. Nana'ı duyuyor ve görüyordu. Ama direk olarak bakmak veya konuşmak istemiyordu. Çünkü hala kızın etkisi altındaydı, Jin Ho'ın şaşırdığı ve istemediği bir çekim. Ta ki o çekim Nana'ın koluna asılması ve birden yakınlaşmaları sonucu yüz kat daha da fazlalaştı. Kısa bir bakışları ayıramama sonrası Nana'ın hızla kendinden uzaklaşması ve mutfağa doğru yol alması üzerine derin bir nefes bıraktı. Elleriyle gözlerini sıkıca kapattı. "Neyim var? Kendine gel Lee Jin Ho. Bugün fazla iyilik yaptın, sana ağırlık yaptı o." Ellerini gözlerinden çekti ve banyo kapısının yanındaki plastik çekmecelerin üstünde gördü telefonunu. Telefonunu alıp cebe atarken büyük çalar saatin üzerindeki pembe kağıt dikkatini çekti. Kaşlarını çattı. Burada da pembe kağıt var? Arkasını döndü ve kanepenin yanındaki sehpa üzerindeki eşyaların ve duvardaki pembe kağıtlara baktı. Pembe kağıtlardan birini eline aldı ve dikkatle incelerken yanında birinin varlığını hissetti. Nana. Ona bakmadan "Bu pembe kağıtlar ne Nana~shi?" dedi usul bir ses tonuyla.
    Kim Na Na
    Kim Na Na
    Visual Arts | I. Sınıf
    Visual Arts | I. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 158
    Kayıt tarihi : 02/03/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Kim Na Na Cuma Mart 15, 2013 6:40 am


      Tek kaşı havaya kalktı ve şüpheli gözler ile Jin Ho gerisinde durarak ona bakmaya devam etti. Gerçekten bilmiyor olamaz herhalde? "Dalga mı geçiyorsun yoksa gerçekten ne oldukları hakkında hiç bir fikrin yok mu?.. Ah. Tanrım. O pembe kağıtlar banka tarafından yapıştırıldı. Borcumu birkaç ay içerisinde ödeyemezsem o pembe kağıtların olduğu tüm eşyalar ve bu evde dahil olmak üzere haciz memurlarına teslim edilecek." Sıkıntıyla iç geçirdi. Bir dolu sorunla baş etmeye çalışıyordu. En kısa zamanda yeniden iş bulmam lazım. Kafeden de atıldığım gerçeği can yakıcı. Yeni ilanlara bakmam gerek. Üstelik üniversiteye de gitmem gerek dersleri aksatmamam lazım. Borcunu ödemesi gerekiyordu bankaya. Aksi taktirde mahkemeden gelen bildirim mektuplarının sonu gelmeyecekti ve sonunda tüm eşyaları, bu evi kaybedecekti. Annesi ve babasının evini. Çocukluğunun evini. Ama umutsuzluğa düşmüyordu. Her zaman umuda sahipti ve tebessüm edebiliyordu. Bazı insanlar bunu dahi yapamayacak kadar kötü hallerdeydi. "Demek telefonunu arıyordun. Neden söylemedin? İki saattir gözümün önünde duruyor. Hoş... Telefonu aradığını neden akıl edemediysem." Çalar saatin üzerinde ki yarısı açılmış pembe kağıdın üzerine bastırdı ve yeniden yapışmasını sağladı. Ellerini beyaz kapşonlu kıyafetin ceplerine sokuşturdu ve öylece durmaya devam etti. "Muhtemelen hayatında o pembe kağıtları hiç görmeyeceksin Jin Ho-sshi. Rahat ve... Binlerce havuzu dolduracak kadar paran var. Paranın içinde yüzüyorsun." Para konusu aklına yeniden Jin Ho'ya olan borcunu getirmişti. Onu da elbet ödemesi gerekecekti.

    Lee Jin Ho
    Lee Jin Ho
    Law | II. Sınıf
    Law | II. Sınıf


    Mesaj Sayısı : 146
    Kayıt tarihi : 24/02/13

    It's So Good [Nana's Home] Empty Geri: It's So Good [Nana's Home]

    Mesaj tarafından Lee Jin Ho Cuma Mart 15, 2013 8:19 am

    Borç için kağıt mı yapıştırılıyor? So awkward. Niye pembe peki? Mavi? Kırmızı? Siyah yerine pembe? Alt dudağını büktü ve elindeki pembe kağıdı yerine koydu. Bu kadar çalışmasının nedeni borcu olduğuymuş demek. Nasıl akıl edemedin Jin Ho? Kızı işten ko- Heeeey! Yüzümü yere yakınlaştırdı, alçalttı. Hak etmişti kovulmayı. Kızın son söyledikleriyle yüzünü yavaşça ona çevirdi. Kızda başını kaldırıp ona baktığında gözleri öylece kalakaldı. Gözlerini çevirmek, smirk gülüşünü dudaklarına yapıştırıp kızla dalga geçmesi gerekiyordu ama yapamıyordu, istemiyordu. İyi ki senin yerinde değilim Nana~shi. Senin kadar güçlü değilim. Bu düşüncelerini asla kıza söylemeyecekti, düşüncelerini de gömmeyi denecekti. Nana sadece senin oyuncağın Jino. Eğlenmek için bir araç. Ellerini cebine koydu ve arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açarken "Burada bıraktığım eşyalarımı kurutup satabilirsin Nana~shi. İyi para ederler. Belki televizyon ve kanepeni kurtarırsın." dedi ve kızın canını acıttığını düşünerek eğlenmeye baktı. Ama kapıyı kapatıp çıktığında derin bir nefes bıraktı. İlk defa biriyle dalga geçtiğinde eğlenmemişti, hatta... Farklı hissetmişti, iyi değil. Başını kapıya yasladı ve "Seninle ne yapacağım Kim Na Na." diye mırıldandı.


    RP SON.

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 11:21 am